Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 128. Sayı (Mart 2019)

PORTRE & RÖPORTAJ büyük babamın vefatlarının ardın- dan Çorum’a yerleşmişler. Amcamın Çorum’a 12 kilometre mesafede olan ve Ahıskalı bir ağanın kurmuş olduğu, o zamanki adı Kaymakçı, şimdiki ismi ise Ahmetli olan köyde, bu ağanın kızı ile evlenmesinden dolayı tüm kardeş- ler Çorum’a yerleşmiş. Anne tarafı- mın kökenini ise 1785 yılına kadar bilebiliyoruz. Annemin baba tarafı, Gökeşme kökeninden geliyorlar, soyadları da zaten ‘Gökeşme’. Anne- min, anne tarafı da yine Çorum’un köklü Hanoğlu(Han) ailesinden. Soyadımızın ‘Samsunlu’ olması ise anlaşılabilir bir nedene dayanıyor... Samsun’dan Çoruma geldiğimizden ve çoğu insanın Ahıska Türkleri’ni bilmemesinden dolayı, soyadımız ‘Samsunlu’ olarak alınmış...” ÇALIŞKAN BIR BABANIN EVLADIYIM “Babam henüz bir meslek sahibi değilken, o dönemki ismiyle Nafia Müdürlüğü’nde silindir şoförlüğü ile çalışma hayatına başlamış. Askere git- tiğinde kamyon şoförlüğünü daha da geliştirmiş ve 1938 yılında teyzesinin kocasının kefil olmasıyla ilk kamyo- nunu satın almış. Altı ay sonrasında da ikinci kamyonunun sahibi olmuş. Çok çalışkan bir babanın evladıyım. Babam aynı zamanda esnaf ve tüccar- lık yapardı. Çorum’da Velipaşa Ailesi tarafından yaptırılan ve kurdukları vakıf tarafından yönetilen bünyesinde bir hanı da ihtiva eden Velipaşa otelini 1939 yılında kiralamıştı... HAMAMCILAR VE SAMSUNLULAR “Bu dönemden sonra otel işletme- ciliği de yapmaya başlamış ve kamyon işletmeciliğine de devam etmişti. Daha sonra, 1573 yılında Erzurum Beyler- beyi Ali Paşa’nın yaptırmış olduğu, mülkiyeti bir şekilde vakıflara geçen hamamı, 1943 yılında satın almıştı. Bu nedenle Çorum’da bizi ‘Hamam- cılar’ ve ‘Samsunlular’ olarak tanırlar. Babam vefat ettiği 1958 yılına kadar kamyonculuk, otobüsçülük, otelcilik ve hamam işletmeciliği yapmıştı...” BABAM OKUMAMI ISTEMIYORDU “Babam, beni, abime göre daha yetkin görüyor ve kendisinden sonra işleri yürütecek kişi olarak düşünü- yordu. Dolayısıyla okumamı da iste- miyordu. Bana çok güveniyordu... Babama ait 40 kişinin çalıştığı iş yerle- rini 13 yaşımdan itibaren idare etmeye başlamıştım. Kendisi şeker hastasıydı ve yaz döneminde okullar tatil oldu- ğunda, Ankara’ya hastaneye ya da Samsun’a tatile giderdi. Bu süre zar- fından tüm işletmelerle ben ilgilenir- dim. 15 yaşımdan itibaren babamın mali defterlerini tutmaya başlamıştım. O dönem maliyede memur olan Sarı Ahmet isimli bir bey, babamın def- terlerini tutardı, o zamanlar defterler basit bir usulde tutulurdu, bugünkü gibi değildi. Sarı Ahmet Bey’in felç geçirip hastalanmasının ardından evine faturalar ve defterlerle birlikte gitmeye başlamıştım ve onun söyle- diklerini deftere kaydediyordum. Yak- laşık bir buçuk yıl sonra kendisi vefat ettikten sonra, defterleri ben tutamaya başlamıştım. Babam zaman zaman beni okuldan alır, maliyeye götürür ve gerekli işlemleri yapardık...” İSTANBUL’A GITMEK ISTEDIM “İlkokulu bitirdiğimde İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ne gitmek istedim. İstanbul’da akrabamız ve çok yakını- mız olmadığından babam ‘11 yaşında bir çocuğu İstanbul’a göndermem’ dediği için Çorum Lisesi’nin orta kıs- mına devam ettim. Ortaokulu bitirme döneminde liseye geçmek için girilen ‘Olgunluk’ sınavına Yalçın isimli çalış- kan bir arkadaşımla hazırlanmıştık. Arkadaşım öğretmen okuluna müra- caat etmişti, ben de ondan etkilenip aynı okula müracaat etmiştim. Babam bunu öğrendiğinde ilgili belgeleri yır- tıp atmış, eğitime devam etmek isti- yorsam daha iyi bir alanda okumam gerektiğini söylemişti. Liseye devam etmemi istiyordu. Böylece Çorum Lisesi’ne başladım...” OTELIN IŞLETME HAKKINI BANA VERMIŞTI “Çorum Lisesi’nin Fen Bölümün- den ikincilikle mezun olduğumda, babam eğitimime devam etmemi değil de evlenmemi ve işlerin başına geçmemi arzu ediyordu. Bu yönde bir dayatması olmuştu. Otelin işletme haklarını bana vererek gitmeme engel olmak istemişti fakat ben eğitime devam etmeyi planlıyordum. Eği- tim almamış insanların o dönemde bile toplumda çok önemli bir yerinin olamadığını görüyordum. Bir devlet dairesine gittiğinizde, eğer yüksek tahsiliniz yoksa şapkanızı çıkarma- nız ve dilekçenizi ilettikten sonra üç adım geri çekilmeniz gerekiyordu. Buna çok yerde şahit olmuştum... Hatta bir keresinde babamla Çorum Belediyesi’ne gittiğimizde, babamın da şapkasını çıkartıp, dilekçesini uza- tıp, üç adım geri çekilmesi tuhafıma gitmişti. O esnada Başkanın masası- nın önünde bacak bacak üstüne atmış oturan iki kişi bulunuyordu, ikisi de yüksek tahsilli ve zengin insanlardı. O an kendi kendime şunu söylemiştim; ‘İleride ben de bu odaya geldiğimde bu şekilde koltukta oturacağım’. Allah nasip etti ve ben o makamda Bakan olarak oturdum. Bu olay beni kam- çılamıştı...” LISE BELGELERINI AL, ANKARA’YA GEL “ Her yıl babam tedavi için Ankara Üniversitesi Cebeci Numune Hasta- nesi’ne gidiyordu. 1956 yılında tek- rar bu hastaneye gittiğinde, odasını suvecevre.com 51 03 / 2019 • SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=