Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 132. Sayı (Temmuz 2019)

28 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 07 / 2019 suvecevre.com GÜNCEL ediyoruz. İkinci önemli karar ise tehli- keli atık yönetimindeki soruna dairdir. Karabük OSB’den Marzinc’e ait 15 kat fazla kurşun barındıran tehlikeli atıklara bakanlık tarafından verilen bir yazı ile “Tehlikesiz” atık niteliği verilmiş ve bu tehlikeli atıklar tehlike- siz atık muamelesi görerek İstanbul ve Ankara’ya sevk edilmiş, tehlikesiz atık sahalarına, yani yeterince önle- min olmadığı sahalara depolanmıştı. Odamız konuyu gündeme getirmiş, bakanlığa hatalı uygulamasından vaz geçmesini belirtmiş; ancak karşılığında bakanlık sayfasında yayımlanan talih- siz bir yazı ile uygun olmayan itham- lara maruz kalmıştı. Bugün haklılığı- mız bir kez daha ortaya çıktı. Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Ankara’da bu atıkların döküldüğü alana dair kestiği çevre cezasının ardından, davamız sonucunda mah- keme tehlikeli atıklara, tehlikesiz atık nitelendirmesinin yapılamayacağını belirterek bakanlığın yazısının iptaline karar verdi. Tehlikeli atık yönetimi için tarihi bir karar olan bu mahkeme kararı ile ülkemizdeki tehlikeli atık- lara dair uygun olmayan bir uygu- lama iptal edilmesi ve içtihat oluşması sağlandı. Öte yandan, yılda 5 milyon tona ulaşan tehlikeli atıkların bakanlık tarafından “Beyan” üzerinden sadece 1.4 milyon tonunun kayıt altına alı- nabildiği, geri kalanının kayıt altına alınmaması nedeniyle nerede olduğu bilinmemektedir. Özetle, ülkemizde oluşan tehlikeli atıkların yarısından fazlası topraklarımızı, yüzey suları- mızı, yeraltı sularımızı, orman alanla- rımızı kirletmeye devam etmektedir… Sularımız Yok Oluyor! Dünya çapında su kullanımı 1980’lerden bu yana yılda yaklaşık %1 oranında artmaktadır. Küresel su ihtiyacı, 2050 yılına kadar bu oranda artması beklenmekte olup, bu da endüstriyel ve yerel sektörlerin artan talebine bağlı olarak mevcut su kulla- nım seviyesini %20 ile %30’un üze- rinde bir artışa neden olacağı düşünül- mektedir. 2 milyarı aşkın kişi, su stresi olan ülkelerde yaşamaktadır. Bunlara ek olarak, yaklaşık 4 milyar kişi yılın en az bir ayında şiddetli su kıtlığı yaşamaktadır. 2016 yılı için ülkemiz yüzey sularının kalite sınıflarına göre sınıflandırmaları gösterilmektedir. Bu verilere göre 158 yüzey suyumu- zun %33’ü 4. sınıf, %21’i 3. sınıf ve %20’si 2. sınıf kalitededir. Başka bir değişle, ülkemiz yüzey sularının yak- laşık %74’ü kirlenmiştir. 2015 yılında 141 yüzey suyumuzun 111 tanesi içme suyu kalitesinde değilken; 2016 yılında 158 yüzey suyumuzun 116 tanesi içme suyu kalitesinde değildir. Ülkemizde termik santral kaynaklı atıksu olu- şumu 2014’de %50 iken 2016 yılında %57’ye çıkmıştır. 1397 belediyenin 1338’inde kanali- zasyon şebekesi vardır, 59 tane beledi- yede kanalizasyon şebekesi bulunma- maktadır. Ülke nüfusunun %89,7’sine kanalizasyon hizmeti verilmektedir. Ayrıca, TÜİK 2017 verilerine göre 816 belediyede atıksular arıtılmadan doğaya verilmektedir. DSİ verilerine göre ülkemizde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı yaklaşık 1.350 m3‘tür ve Türkiye su azlığı yaşayan bir ülkedir. 2030 yılında ülke nüfusu- muzun 100 milyonu bulması öngö- rülmektedir. Bu durumda kişi başına düşen su miktarı 1100 m3‘e düşecek ve su kıtlığı yaşanabilecektir. Kentlerimizde içme ve kullanma suyu olarak evlerimize iletilen sular iletim hatlarında kayboluyor. İletim hatlarında kaybolan su miktarı 2019 yılı hedefi %30 ve 2023 hedefi %25 olarak belirlenmişti. Ancak şu anda, Ankara’da %36, İstanbul’da %24, İzmir’de %30, Antalya’da %35, Adana’da %33, Balıkesir’de %49, Aydın’da %53, Kahramanmaraş’ta %59, Gaziantep’te %40, Diyarba- kır’da %53, Van’da %64, Şanlıur- fa’da %67, Muğla’da %53, Kocae- li’nde %32 su kaybı yaşanmaktadır. Hakkari %82 ve Mardin %77 ile su kaybının en çok olduğu illerdir. Doğu ve Güneydoğu illerimizde su kaybı- nın daha fazla olduğu görülmektedir. İçme ve kullanma suyu olarak büyük maliyetlerle temin edilen suyun, iletim sürecinde sızıntı nedenlerle kaybol-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=