Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 132. Sayı (Temmuz 2019)

4 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 07 / 2019 suvecevre.com TÜRKİYE SU FAKİRİ ÜLKE OLMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA B oğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nde “Çevre ve Turizm” ile “Sosyal ve Çevresel Perspektiflerden Sürdü- rülebilirlik” adlı lisans derslerini ver- mekte olan Dr. Akgün İlhan, Türki- ye’nin su stresi yaşadığını belirterek, nüfus artışı ve iklim değişikliğiyle bir- likte su fakiri ülke olma riskiyle karşı karşıya olduğumuza dikkat çekti. Dr. Akgün İlhan, Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre 2025 yılında 1,8 milyar civarında insanın mutlak su kıtlığı yaşayan bölgelerde yaşıyor ola- cağına dikkat çekerek, BM’nin gele- cek senaryolarına göre mevcut iklim değişikliğiyle 2030 yılına geldiğimizde kurak ve yarı-kurak yerlerde yaşayan 24 ila 700 milyon arasında insan göç etmek zorunda kalacak. Türkiye’de ise suya erişim konusunda önemli sorun- lar kapıda…Türkiye’nin kullanılabilir tatlı su miktarı yılda 112 milyar m 3 . Bu miktarı 82 milyonu aşmış olan nüfu- sumuza böldüğümüzde kişi başına düşen tatlı su miktarı yılda 1365 m 3 ’e denk geliyor. Falkenmark Su Kıtlığı İndeksi’ne göre eğer bu miktar 1000 ila 1700 m 3 arasındaysa o ülke su stresi çekiyordur. Yani Türkiye şimdilik su stresi yaşanan bir ülke olsa da nüfusun artmasıyla, iklim değişikliği ve onunla uyumlu olmayan su politikalarıyla bu miktar 1000 m 3 ün altına düşecek. İşte o zaman Türkiye tam su fakiri bir ülke olacak” dedi. Dr. İlhan, temiz suya erişimin her geçen yıl zorlaştığı ve daha maliyetli hale geldiği dünyamızda su güven- liğini sağlamanın yolunun öncelikle şebeke suyundaki kayıpları önlemekle mümkün olacağını belirtti. Pet şişe- deki bir litre suyun su ayak izinin üç litre olduğunu ifade eden İlhan, “Bir litre ambalajlı su üretimi için üç litre su harcanmaktadır. Oysa şebeke suyu için bunun yarısı kadar su harcanır. Şebeke suyunun sadece su maliyetinin az olması nedeniyle bile tercih edil- mesi gerektiği böylece ortaya çıkar. Bilinçli vatandaşlar olarak artık suyun tüketicisi değil koruyucusu olmanın vakti geldi de geçiyor. Suyu koru- manın yolu ise su kullanımını en aza indirmekten yani suyu verimli kul- lanmaktan geçiyor. Bunun için de su maliyeti şebeke suyunun iki katı olan ve doğada plastik birikimi yaratan ambalajlı sulardan uzak durmamız gerekiyor. Ayrıca duş alırken, elimizi, yüzümüzü, bulaşığımızı ve çamaşırı- mızı yıkarken ortaya çıkan az kirlen- miş atıksuyu yani gri suyu basit bir arıtma sisteminden geçirerek yeniden tuvalet rezervuarlarında, bahçe sula- mada ve ev temizliğinde kullanmak da tasarrufçu bir yöntem. Bu şekilde bir evin su ihtiyacı yarı yarıya azala- biliyor” diye konuştu. Suya ekonomik olarak erişilebilirlik konusuna dikkat çeken Akgün İlhan, Türkiye’de şebeke suyu ve ambalajlı su birlikte tüketildi- ğinde asgari ücretle geçinen 4 kişilik bir ailenin aylık masraflarının %8’inin su tüketimine gittiğini belirterek, Bir- leşik Devletler Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından yapılan çalışmaya göre su masrafının hane giderlerinin %2’sini geçmemesi gerektiğini, Birleş- miş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) ve Birleşik Krallık Çevre, Ulaşım ve Bölgeler Departmanı’na (DETR) göre ise bu oranın %3’ü aşmaması gerektiği yönünde standart- lar olduğu bilgisini verdi. l Dr. Akgün İlhan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=