Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 133. Sayı (Ağustos 2019)

50 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 08 / 2019 suvecevre.com PORTRE & RÖPORTAJ guların diline ihtiyaç duyarız. Yani sanatın işlevlerinden biri de budur. Yaratıcılığa götürecek denge için eğitimde ihtiyacımız olan dil budur. Sezgilerin geliştirilmesi baştan başa çok önemli bir konu...” En büyük sorunumuz biat kültürü ve özgür düşünce yoksunluğu “Kimya mühendisliğinde değişim- ler 30 yıl gibi bir sürede olurken, çevre mühendisliğinde ise üç yılda bir ger- çekleşiyor. Çevre mühendisliği birçok disiplini içinde barındıran bir alan. Türkiye’de endüstri Avrupa ülkele- rine göre çok fazla gelişim gösterme- diğinden çevre de çok fazla kirlenmiş durumda değil. Benim eğitim aldığım dönemde Doğu Almanya aşırı şekilde çevre sorunlarıyla karşı karşıyaydı. Ülkemizdeki sorun, dünyaya bakış açımızla ilgili bir durum, ya siyah ya da beyaz olarak görüyoruz; gri tonlar hiç yer almıyor. Biat kültürü ve özgür düşünce yoksunluğu, tüm alanlarda olduğu gibi çevre konusunda da en büyük eksikliğimiz. Bir Afrika atasözü ‘Afrika’da her sabah bir ceylan uya- nır. Bilir ki, en hızlı koşan aslandan daha hızlı koşmazsa ölecektir. Her sabah bir aslan uyanır. O da bilir ki, en yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşmazsa açlıktan ölecektir’ der. Aslan ya da ceylan olmanız hiç fark etmez. Güneş doğduğunda, en iyisi hemen koşmaya başlamaktır. Artık internet dediğimiz bir gerçeklik var ve bilgiye erişmek konusunda insan- lık tarihinde hiç görülmedik bir fırsat eşitliği söz konusu. Ama hangi bilgiyi, nereden, nasıl elde edeceğimizi belir- lemek, o bilgiyi kullanarak yaşamımızı zenginleştirebilmek için durmadan koşmak gerekiyor; diğer koşanlardan daha hızlı olmak gerekiyor. Çok hızlı ilerleyen bu çağda bir nesne olmaktan kurtulup, özne olmak isteyenler çok hızlı koşmak zorunda, hem de çok hızlı...” Ülkemizde kimse girişimci olmak istemiyor “Doktorasını Almanya’da yapan bir profesörüm ama önemli bir başa- rım olduğu söylenemez. Birçok geliş- meye öncülük yapmam gerekiyordu. Orta Avrupa’da iki mühendisin işbir- liğiyle birçok yeniliğe imza atılabiliyor. Düşünce yapıları buna çok uygun. Ben de hiçbir mazeret üretmeden, tüm zorlukların üstesinden gelebilen mühendisler yetiştirmek isterdim. Bir ödev verdiğimde hiç mazeret üretmeden, gerekli araştırmaları ve çalışmaları yapıp sonuçlandırabilen, sorunlara çözüm üretebilen, korkma- yan ve tüm zorluklarla baş edebilen öğrenciler yetiştirmek isterdim.” “Ülkemizde herkes bir iş bulup profesyonel olarak çalışmak istiyor ama kimse girişimci olma hayali kur- muyor. Türkiye, girişimci olmak için oldukça elverişli bir ülke, düşük büt- çelerle girişimci olunabiliyor. Türki- ye’de yeni girişimcilerin ve fikirlerin oluşması gerekiyor; çünkü fikri olma- yanın geleceği de olmaz. Orta Avru- pa’da kitap okuma oranı çok yüksek seviyelerdeyken bizim ülkemiz için aynı şeyi söylememiz pek de mümkün değil. Kitap okuma seviyesinin düşük olması insanların yaratıcılıklarının gelişememesine neden oluyor. Kitap oluma alışkanlığı olan insanların ufku açılır, yorum yapma güçleri gelişir. Bilgiden bilgi üretebilen, öğrendiği bir konudan başka bilgiler geliştirebi- len insanlar Ar-Ge yapabilir. Sürekli ezberci olan bir kişinin Ar-Ge yap- ması beklenemez...” İyi niyet ve sınırlar aşan çalışma ile tüm kapılar açılıyor “İnançlı bir insanım... Hayatımızı şekillendiren, bizim dışımızdaki etken- lerin varlığına inanıyorum. Bence hayatımızın ancak yüzde 20’sini ken- dimiz yönlendirebiliyoruz; geri kalan kısımdaysa başka güçler etkili oluyor. İçimize yolculuk yapıp, nelere yatkın olduğumuzu ve neleri severek yaptığı- mızı belirleyip, buna uygun hedeflere doğru iyi niyetlerle yılmak bilmeden emek harcarsak, ‘Evrenin Aritmetiği’ de bizi doğru yöne yönlendiriyor. Her şey istediğim gibi olsaydı büyük ihti- malle hayatım mahvolurdu. Her şeyi biz yönlendiremiyoruz ama iyi niyetle sınırlar aşan bir çalışma yaptığımızda tüm kapıların açılacağına inanıyo- rum.” l

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=