Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 134. Sayı (Eylül 2019)
36 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 09 / 2019 suvecevre.com PORTRE & RÖPORTAJ İSKİ Genel Müdürlüğüne getirilen Prof. Dr. Veysel Eroğlu ilgileniyordu. Göreve geldiğimizde mevcut sorun- ları belirlemek üzere üniversitelerle birlikte yoğun çalışmalar yapıyorduk. Öncelikle bir durum tespiti gereki- yordu. Bu çalışmalarda mevcut sorun- ların nasıl çözüme kavuşturulacağı konusunu uzman kişilerle görüş alış verişinde bulunuyorduk. Bu çalışma- lar yaklaşık olarak bir yıl kadar devam etti ve belli bir aşamaya ulaştırıp, uygulama konusunda yol haritasını da belirledikten sonra, 1996 yılında hazırlanan planları hayata geçirmeye başlamıştık...” İstanbul’da hava kirliliği, doğalgaz ve kömür... “O yıllarda çok uzun bir süre İstan- bul’da yoğun bir hava kirliliği yaşan- masına rağmen veriler o zamanki Sağ- lık İl Müdürlüğü tarafından gizlenmiş, kamuoyu bu bilgilerden uzak kalmıştı. Göreve gelir gelmez tüm verileri açık bir şekilde kamuoyuyla paylaşmıştım. Sonrasında İl Sağlık Müdürlüklerinin yapmış olduğu ölçümler konusunda incelemelerde bulunmuş ve hatalar olduğunu gözlemlemiştik. Şu an Tür- kiye’nin 330 noktasında uluslararası normlarda yapılan ölçümün benzerini 95’lı yıllarda İstanbul’un 10 farklı böl- gesinde hayata geçirmiştik. Ölçümler sonrasında kirliliğin yüksek olduğu bölgelere doğalgazın öncelikli ola- rak ulaştırılmasını sağlamıştık, ancak bu yeterli değildi... Ayrıca Türkiye tarihinde ilk defa kömürün torbaya konması ve torba içerisinde satılması yönünde bir uygulama planlanmıştı. Bu çalışmalarımız neticesinde bir yıl içerisinde İstanbul’daki kömür tüke- timi 8,5 milyon tondan 3 milyon tona inmişti. Doğalgaz abonesi de 125 bin- den 1 milyon 250 bin seviyesine ulaştı. İstanbulluların katkısıyla hava kirliliği konusunda önemli başarılar sağladık. Şu an İstanbul’un 30 noktasında hava kirliliği izleniyor. Bugün geldiğimiz noktada İstanbul hava konusundan dünyadaki en temiz şehirler arasında yer alıyor...” Haliç... “Haliç’te çok büyük bir kirlilik bulunuyordu ve bataklık durumun- daydı. Haliç ile ilgili, önceki dönem İstanbul Büyük Şehir Belediye Baş- kanı Nurettin Sözen tarafından yaptırılmış bilimsel çalışmalarda Haliç’in toprakla doldurulması tav- siye ediliyordu. Fakat bizim yapmış olduğumuz incelemeler sonrasında, suda kabarma ve pis kokan gazların olduğuna şahit olmuştuk. Bu gösterge- ler de biyolojik faaliyetlere işaret edi- yordu. Biyolojik faaliyetleri anaerobik halden aerobik hale dönüştürmemiz gerekiyordu. Konuyla ilgili akade- mik birimlerin yanında Hollanda da dahil, farklı ülkeleri ziyaret ederek konunun uzmanlarıyla görüşmüş- tük. Hollandalı yetkililer, yaptığımız çalışmalardan Taşkızak Tersanesi’nde bulunan çukur alana çamurun akta- rılmasını önermişti. Bu öneriye sıcak bakmıyorduk, çünkü Bedrettin Dalan döneminde mevcut çamurun bir kısmı Marmara Denizi’ne aktarılmış ve ciddi oranda balık ölümleri gerçek- leşmişti. Uzun süre çamur depolama alanı arayışımız olmuş ve önerilen noktalar beni tatmin etmemişti. Bu çalışmalarımız sürerken Büyük Şehir Belediye Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan beni aramış ve Cebeci Taş Ocakları’yla ilgili inceleme yapmamı istemişti. Bunun üzerine taşocakla- rını incelediğimde, çevre bakımından çok kötü bir ortam olduğunu görmüş- tüm. Kapatılması da pek mümkün değildi; çünkü o dönem İstanbul’un
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=