Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 134. Sayı (Eylül 2019)

42 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 09 / 2019 suvecevre.com üniversiteye dönme kararı almış ve bir sene Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çalışmalarda bulunmuştum. Diğer taraftan belediyede çalıştığım süre benim için oldukça faydalı olmuş, bürokrasiyi öğrenmiştim...” Çevre mevzuatını AB normlarına entegre etmiştik... “Sonrasında, dönemin Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin daveti üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesine müsteşar yardım- cısı olarak göreve başladım. Avrupa Birliğine giriş yönünde önemli adım- ların atılmaya çalışıldığı o dönemde çevreyle ilgili çok az mevzuat bulu- nuyordu ve çoğu da AB normlarına uygun değildi. 2002 ile 2007 yılları arasında arkadaşlarla birlikte yapmış olduğum çalışma sonucunda mevzu- atları AB normlarına entegre edecek şekilde tamamlamıştım. AB ile en fazla uyum sağlandığı ve mevzuatın çıktığı dönem de bu dönem olmuştur. O dönemde ülke olarak AB’ye girme yönünde ciddi hedeflerimiz bulunu- yordu. Tam üyelik gerçekleşmese dahi AB standartlarını yakalamak önem- liydi. Fakat bu süreçte, AB üyeleri doğ- rudan söylemiyorlardı ama tam üye- liğin gerçekleşmemesi için çok farklı adımlar da atıyorlardı. Yaptığımız düzenlemelerin çok büyük çoğunluğu AB normları seviyesindeydi, mevzu- atın neredeyse tamamını uyumlaştır- mıştık. İstekliydik, çalışıyorduk fakat bizden çok daha düşük standartlara sahip ülkeler Avrupa Birliğine girme- sine rağmen bizim AB’ye girmemiz mümkün olmadı. Bununla birlikte mevzuatı tamamladık, ilk defa strateji belgeleri ve uyum belgeleri yayınlandı. Belediyelerle gayet iyi çalışmalar yürü- tüldü. Tüm bunlar ülke için büyük bir kazanım aslında...” Hatay’dan milletvekili seçildim “Bakanlıktaki görevimin ardın- dan siyasete atılmaya karar verdim ve 2007-2011 yılları arasında Hatay milletvekili olarak TBMM’de görev aldım. Meclis’te Çevre Komisyonu Başkanlığını da yürüttüm. O dönem Hatay’da bir OSB kurulması için büyük çaba sarf etmiş ve bunu hayata geçirebilmiştim. Ayrıca Hatay’da mes- lek sahibi olmayan çok sayıda genç bulunuyordu. Tanıdığım sanayicilerle bir araya gelerek, bu gençlerin eği- time tabi tutulup meslek sahibi olma- larını sağlamak amacıyla görüşme- lerde bulunmuş ve bu görüşmelerden olumlu sonuçlar almıştım...” Müsteşarlığımda şehircilik, çevre ve tapu konularına odaklandım “Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin teklifiyle 2014 yılının Ocak ayında Bakanlıkta Müsteşar olarak göreve başladım. Müsteşarlığım süresinde şehircilik, çevre ve tapu konularıyla ilgileniyor- dum. O dönem özellikle tapu konu- sunda önemli adımlar atıldı. Şu an bir vatandaş, alacağı bir gayrimenkulle ilgili tüm detaylara internet üzerin- den rahatça ulaşabiliyor. O dönemde çok önem verdiğim ve yasalaşmasını istediğim konulardan biri de ‘Değer Artış Payı’ydı. Bu yasa çıkar ve uygu- lanırsa, alınan bir mülkün değerinin zaman içerisinde çok fazla artması durumunda, mülke sadece yıllık enf- lasyon artış oranı kadar değer belirle- nebiliyordu. Bunun üzerinde yapılan satışlar devlete vergi olarak aktarıl- masını hedefliyordu. Birçok AB ülke- lerinde ve ABD’de durum böyledir. Örneğin 100 bin TL bedelle bir mülk alındı. Zaman içerisinde farklı sosyal ve ulaşım imkanlarının gelmesiyle değeri 1 milyon TL seviyesine kadar ulaştı. Eğer bu mülk satılmak istenirse, sadece yıllar içerisinde enflasyon farkı kadar artış yapılabiliyordu. Bu farkla birlikte 200 bin TL olduğu düşünü- lürse, 800 bin TL devlet değer artış payı olarak gidecekti. Ülke ekonomi- sine çok büyük avantaj sağlayabilecek bir sistemdi. Türkiye’yi düşündüğü- müzde yatırımların büyük bölümü arsa ve konutlarda yapılıyor. Bunlar, katma değeri olmayan ölüm yatırım- lardır. Uzun süre yatırımların değer- lenmesi bekleniyor ve sonrasında yük- sek bir bedelle satışı gerçekleştiriliyor. Mogan Gölü temizleme çalışması

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=