Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 140. Sayı (Mart 2020)
suvecevre.com 38 Su ve Çevre Teknolojileri / Mart 2020 YORUM septik çukurları, kara kanallar ve modern kanallar sayesinde karşılanmıştır. Fosseptik çukurları atık suların depolandığı ve zamanla vidanjörler yardımıyla boşaltıldığı sistemler olarak görev yapmıştır. Kara kanallar ise eski dönemlerden miras kalmış olan bugün halen Kapalıçarşı bölgesinde hizmet veren kesme taş ile örülmüş dikdörtgen kesitli yapılardır. Bazı kaynaklarda kara kanalların tonoz boruları olarak belirtil- mesi benim değerlendirmeme göre doğru değildir. Kısaca Tonozları ana kollektörler kara kanalları ise toplayıcı kanallar olarak tanımlayabiliriz. İSTANBUL SU VE KANALIZASYON İDARESI (İSKİ) (1981-) İstanbul’un gelişen yapısından ve hızlı artan nüfusundan dolayı su ve kanalizasyon hizmetlerinin ayrı ayrı yönetileme- yeceği (İstanbul Sular İdaresi ve Belediye Mecralar Müdür- lüğü) anlaşıldığından 1981 yılında İSKİ’nin kuruluşu ile su ve kanalizasyon hizmetleri tek çatı altında toplanmıştır. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ), 2560 Sayılı Kanunla İstanbul Valiliği denetiminde kurulmuş ve 1984 yılında 3009 sayılı kanunla İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesine alınmıştır. 2005 yılında yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunu ile İSKİ Genel Müdürlüğü'nün hizmet alanı başlangıçtaki 1800 km2’den tüm İstanbul’un alanlarını kapsayacak şekilde 5700 km2’ye genişlemiş ve hizmet verilen ilçe sayısı 27'den 39'a çıkmıştır(3). İSKİ’nin görevleri arasında: “Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu proje- lere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek” maddesi de yer almaktadır. İSKİ’nin kuruluşunda plansız şehirleşme ve bilinçsizce denize bırakılan atık sular, yetersiz altyapı ve atık su arıtma tesislerinin olmayışı nedeniyle, Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi ciddi kirlilik tehdidi altındaydı. 1984’ten 1992’ye kadar hem içme suyu hem de kanalizas- yon alanında DAMOK Master Planından çok farklı uygulama- lar yapılmıştır. Bunun nedeni İstanbul’daki nüfus artışının bu raporda öngörülen değerlerin neredeyse iki katına ulaşma- sıdır. İstanbul’da ilk arıtma tesisleri 1980’li yılların sonunda devreye alınmaya başlanmıştı. Bunlar 1988 yılında Yenikapı Atıksu Ön Arıtma Tesisi ve 1992 yılında Üsküdar Atıksu Ön Arıtma Tesisidir. Bu dönemde İstanbul’da su temini de büyük bir sorundur ama daha büyük bir sorun, suların tahliyesi (boşaltılması) sorunudur. Bu sorun hem yağmur sularının drenajı hem de atık suların uzaklaştırılması ve arıtılması konularında varlığını hissettirmektedir İSKİ kendi elemanları ile İstanbul Master Plan (IMC) ve Fizibilite Raporu Revizyon çalışmaları 1993 yılı Ocak ayında başlatılmış ve 1999 yılında tamamlamıştır. 1994 yılında İBB seçiminde iktidara gelen idare projede bazı önemli değişik- likler yapmıştır. 1995'de atıksuların ancak %9'u ön arıtma tesislerinde arıtılmaktaydı. Biyolojik arıtma ise yapılmamaktaydı. 1994 yılmadan sonra hızla çevre yatırımlarına başlandı. İstanbul’u kirlilik tehdidinden kurtarabilmek amacıyla; Haliç’in doğrudan temizlenme işlemine ilave olarak, yağmursuyu kanallarına bağlı atık suların ayrıştırılması, sahil kuşaklama kolektörleri, atıksu, yağmursuyu tünelleri ve arıtma tesisi inşaatlarına hız verildi. 1997 yılı itibari ile ilk Biyolojik Atıksu Arıtma Tesis- leri inşaatına başlandı. (Tuzla ileri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi) Su kaynaklarını korumak, sahilleri kötü görüntüden kurtarmak gayesiyle büyük ölçekli çevre koruma yatırımları yapılmış ye yapılmaya devam edilmektedir. Hazırlanma çalışmalarına 2018 yılında başlanan yeni İçme suyu ve Kanalizasyon Master Planı ile 2053 yılına kadar İstan- bul’da yeterli ve etkin su, atıksu ve yağmursuyu hizmetlerinin sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir. İSKİ döneminde dere ıslahı işi 1981 yılından 2004 yılına kadar ağırlıklı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı sorumluluğunda yürütülmüş olup DSİ’de o zamanki İBB sınırları dışında kalan bazı derelerin ıslahını üstlenmiştir. İBB sınırlarının il sınırlarını kapsayacak şekilde genişletilmesinden sonra DSİ ile 2009 yılında bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmadan sonra DSİ yoğun yerleşim yerlerinin diğer bir ifade ile şehir içindeki işlere girmemektedir. Bu nedenle 2004 yılından itibaren dere ıslahı daha çok İSKİ tarafından yürütülmüştür. Dere ıslahı işi projelendirme ve imalatı, taşkın kontrolü- nün sağlanması ve dere peyzaj alanları ve sosyal alanların tesisi için ekolojik yaklaşım ile çevre düzenlenmesi sağlamak için yapılmıştır. İSKİ bu çalışmalar için yaptığı harcamaları İBB’den ve ilçe belediyelerinden tahsil etmektedir. Yağmur suyu tesislerinin yapılmasına ilişkin 06.03.2018 tarihli ortak hizmet protokolü (İBB-İSKİ) ile İstanbul Büyükşehir Bele- diyesi Sınırları İçerisindeki yağmursuyu tesislerinin ve dere ıslahlarının, giderleri İBB tarafından karşılanmak üzere İSKİ tarafından yapılması amaçlanmıştır. Dere Islah çalışmalarında projelendirme, kamulaştırma ve imalat İSKİ tarafından ger- çekleştirilecek olup, bu iş kalemlerine ilişkin masraflar İBB tarafından İSKİ’ye ödenecektir. İlçe belediyelerinde yağmursuyu kanalların İSKİ tara- fından yapılmasını istemeleri durumunda yukarıda olduğu
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=