Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 144. Sayı (Temmuz 2020)

22 Su ve Çevre Teknolojileri / Temmuz 2020 suvecevre.com YORUM Eski fotoğraflar ve yazılı kaynaklara göre; derelerin doğal yapısına yapılan çeşitli müdahaleler kent ve kentliyle ilişki- sini de belirlediğini göstermektedir. 19.yy ortalarından 20.yy sonlarına kadar iç içe olan her dere, doğal yapısıyla; kentler için rekreasyon, mesire, su alma, su yolu ulaşımı, balıkçılık, bahçecilik gibi amaçlarla kullanılan; kentlinin bir araya geldiği, toplumsal gelişmenin sağlandığı çok yönlü kamusal alanlardır. Günümüzde ise bu ilişki kaybolmuş (Kurbağalıdere, Kağıthane dereleri gibi) ya da kaybolmak üzeredir.( Kağıthane, Göksu, Küçüksu, Riva gibi) (Bakınız Şekil 2.1 Şekil 2.2). Derelerin denize açıldığı yerlerde oluşturduğu mansap bölgesi doğası gereği denize girilen kumsal alan ve küçük balıkçı teknelerinin sığındığı koydur. Geçmişte bu alanlar kentin plaj alanlarıdır (Turşucu deresi-Suadiye plajını; İdealtepe deresi Süreyyapaşa plajı, Çamaşırcı deresi Bostancı Plajı, Florya deresi Florya plajı, Kurbağalı dere Kalamış plajı, Ayamama, Tavukçu dereleri Ataköy plajı gibi (3). Bu süreçler, derelerin doğal yapısını etkilemiş fiziki yapısını değiştirerek zaman içerisinde kaybetmesine neden olmuştur. Örneğin; 1950’li yıllardaki imar hareketleriyle Vatan Caddesi- nin olduğu yerden geçerek Yenikapı’dan denize dökülen tarihi Lycos (Bayrampaşa) deresi, zaman içerisinde Ortaköy, Ihlamur, Bebek dereleri, gibi dereler kapalı sistem kanallar içerisine alı- narak günümüzde yaya-araç yolu olarak kullanılmaktadır (3). Kent içerisinde kalan derelerin çoğu denize, göle, Haliç’e, taş ve betonarme malzeme ile açık ya da kapalı kanal kesit olarak bağlanmaktadır. Bu uygulanan ıslah tekniği derelerin doğal yapısını doğrudan etkilemektedir (Şekil 8). Membaları ise geçmişte açık alan, orman alanı, tarım alanı, su havza ala- nında yer alırken günümüzde çoğu yerleşim dokusu içerisinde kalmıştır (Hülya Dinç, Fülin Bölen). İstanbul derelerinin yakla- şık %85’i doğal vasfını işgaller, sanayievsel atık gibi nedenlerle kaybetmiş ya da kaybetmek üzeredir (5). Benim uzun yıllar oturduğum Beşiktaş’ta bugün Ihlamur Deresi ve Ortaköy Deresi olmak üzere Karabali (Dolmabahçe), Beşiktaş, Muradiye, Fulya, Hasanpaşa, Yahyaefendi, Ekmek- çioğlu ve Arnavutköy dereleri yok olmuştur. Bugün bazıları sokak adlarında yaşayan bu Beşiktaş derelerinden hiç birisin- den bölge de yaşayanlar tarafından artık görülememektedir. Ihlamurdere Caddesi'nin altında Osmanlı döneminden kalma, asırlık bir tonoz yer almaktadır (7). 1.2. İstanbul Derelerinin uzunluğu İstanbul Çevre Düzeni Planı (ÇDP-2009) Raporu’na göre yüzölçümü 5700 km² alan olan İstanbul’un içme suyu havza alanı dışında tespit edilen 168 adet derenin tespitlere göre; toplam uzunluğu yaklaşık 3.344.417 m. (3344 km.)’dir. Bu derelerin yaklaşık % 52’si 1.737.887 metre 78 adet Asya yaka- sında; %48’i 1.606.530 metre uzunluğunda 90 adet dere Avrupa yakasında yer almaktadır. İstanbul’da mevcut tüm dereler hakkında bu kısa yazımda tek tek bahsedemeyeceğim için İstanbul dereleri içinde; en uzun ana dereler olan, Asya yakası Riva Havzasında bulunan Riva Deresi ile Avrupa yakası Güney Haliç derelerinin durumu Tablo 1’de verilmiştir. Şekil 2.1a. İstanbul Göksu Deresi, 1890 Şekil 2.2a. İstanbul Kağıthane Deresi, 1900 Şekil 2.1b. İstanbul Göksu Deresi, 2014. Şekil 2.2b. İstanbul Kağıthane Deresi, 2014. Şekil 3. Bugünkü Ortaköy Dereboyu Caddesi, 1944 yılında Ortaköy Deresi iken (7)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=