Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 155. Sayı (Haziran 2021)

suvecevre.com larının kullanımı, hukuk gibi bir çok farklı disiplinden oluşmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma modelinin üzerine düşülmesindeki temel neden de hem beşeri ihtiyaçların karşılanması hem de bu ihtiyaçlar doğadan karşılanır iken çevrenin tahribatının engellenmesidir. Ülkelerin gelişmiş- lik ve refah düzeyinin artması ile birlikte ortalama yaşam süreleri artmış, ve bebek ölümleri azalmıştır. Beşeri faali- yetleri artması ile doğru orantılı olarak hava ve su kirliliği baş göstermiş, yağmur ormanları tahrip edilmiş, bir çok orman alanı tarıma açılmış, karbondioksit oranı artmış ve buna müteakip ortaya çıkan sera etkisi ile küresel ısınma meydana gelmiş ve buzullar erimeye başlamıştır. Bu nedenle dünyanın doğal döngüsünü zedelemiştir. Sürdürülebilir Kalkınmanın Dünya çapında kabul gören tanımına ise; 1987 yılında düzenlenen Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Brundtland Raporu’nda rastlı- yoruz. Buna göre; “Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğini ortadan kaldırmaksızın şimdiki neslin ihtiyaçlarının karşılanması” tanımı sürdürülebilir kalkınmada benimsenen bir tanımlamadır. Kalkınma kavramı ise, genel olarak devletin ekono- mik anlamda gelişmiş olması anlamına gelerek kullanılır. Gelişmişlik düzeyi ise, sanayileşme ile doğru orantılı bir kavramıdır. Bu gelişme ise ilkin sahip olunan kaynak potansiyeli ile doğru orantılıdır. Buna karşın kaynak var- lığı ile kaynakların kullanımı bir birinden farklı hususlardır. Kalkınma kavramı özellikle sömürgeci devletlerin sömür- gelerinin bir bir bağımsızlıklarını kazandıkları dönemde ortaya çıkmış bir kavramdır. Bu noktada sömürgeler bağımsızlıklarını kazanarak, kendi egemenlik alanların- daki kaynaklara sahip olmuş ve bu kaynak kullanımı ile kalkınma hamlesine girişmişlerdir. Kalkınma kavramının tam anlamıyla tanımının yapıl- ması zordur. Fakat genel anlamada kalkınma iyiye doğru bir değişim serüvenini ifade etmektedir. Ekonomik kal- kınma ise buna müteakip, ekonomik değişim anlamına gelir. Ekonomik değişimde üç önemli yaklaşımdan bah- setmek mümkündür. Bunlardan ilki; Neoklasik yaklaşım. Ekonomik büyümede esası girdiler ve çıktılar arasındaki dengede aramışlardır. İkinci olarak kurumsal yaklaşım ise, daha çok ekonomide aktif rol oynayan kurumların para gücüne yoğunlaşmıştır. Son olarak, evrimsel yaklaşım da ise, makro düzeyde sermaye artırımı, üretim skalası ve firma tepkileri incelenmiştir. 1.1.1. Kavramsal Tahlil Sürdürülebilirlik kavramı Dünya Doğayı Koruma Bir- liği olan IUCN tarafından ilk kez 1982 yılında Dünya Doğa “AÇILMAYAN KAPI YOKTUR, YANLIŞ ANAHTAR VARDIR.” ANAHTARTESLİM SUARITMAVEGERİ KAZANIM SİSTEMLERİ EDR (ELECTRODIALYSISREVERSAL)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=