Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 173. Sayı (Aralık 2022)

48 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Aralık / 2022 karşılaştırıldığında, çeşitli iyonlar, alkalinite ve sertlik bakımından değişkenlik gösterebilmekte ve dolayısıyla gri su kalitesi etkilenmektedir. Bu faktörlerin karakterize edilmesi, herhangi bir gri su kaynağının doğası hakkında ön değerlendirmeye yardımcı olmaktadır. Uygun arıtma ve geri dönüşüm şemalarının tasarımında, bu yaklaşımların kullanılması meydana gele- bilecek riskleri minimuma indirecektir. Örneğin, akım debilerinin ve yüklerinin bilinmesi, kurulması düşünülen arıtma tesisi boyutu, tipi ve depolama hacminin hesaplan- masına imkan sağlamaktadır. Mikrobiyal kirliliğin dere- cesinin gri suyun geri kazanımının değerlendirilmesi aşa- masındaki risklerin değerlendirilmesine olanak verecektir. Gri sular doğası gereği evsel kullanımdan kaynaklı sabun, tuzlar, kozmetik içeren ürünler (yüz kremleri ve makyaj malzemeleri), gıda, baharatlar, yağlar ve mine- ralleri içermektedir. Bu nedenle gri suyun karakteristiğini incelerken yaygın kullanılan evsel tüketim ürünlerinin ve ilgili malzemelerin araştırılması yerinde olacaktır (Eriksson ve diğ., 2002). 2. GRI SUYUN KARAKTERISTIKLERI 2.1. Fiziksel Karakteristikler Gri su ve arıtımının kalitesini etkileyen temel karak- teristik özellikler sıcaklık, renk, koku ve askıda katılardır. Gri suyun sıcaklığı, su kaynağını etkileyen ortamın sıcaklı- ğına bağlı olarak değişmektedir. Çoğu durumda gri suyun sıcaklığı ortam sıcaklığından yüksek olmaktadır. Bunun nedeni, gri su kaynaklarının ağırlıklı olarak banyo, yıkama, çamaşır ve durulama suları gibi sıcaklığı yüksek olan sular olmasıdır. Gri su bir depoda ya da dengeleme tankında toplandığı zaman sıcaklık değişiklik gösterebilmekte ve su sıcaklığı ortam sıcaklığına yakın (ya da çok az yüksek) olabilmektedir. 30 o C - 40 o C üzerindeki yüksek sıcaklıklar gri sulardaki bakteri gelişimini ve toplanma depoların- daki kalıntı birikmesini geliştirmesi nedeniyle istenmeyen durumlar oluşturmaktadır. Gri sular renk olarak grinin farklı tonlarında olma- sından dolayı gri su adını almaktadır. Rengin kaynağı çoğunlukla sabunlar ve deterjan ürünlerinden kaynak- lanmaktadır. Renk genellikle estetik bir problem olmakla birlikte arıtma sırasında giderilmesi tavsiye edilmektedir. Ham gri suda koku kaynağı genellikle deterjan ve diğer temizleme ajanları gibi evsel tüketim ürünlerinden meydana gelmektedir. Bununla birlikte, ham gri su bir tank ya da dengeleme havuzunda uzun süre biriktirildiği zaman, çözünmüş oksijen saatler içerisinde azalmakta ve havasız süreç başlamaktadır. Bu süreç, sülfatın sülfit içeren bileşenlere indirgenmesini içermekte ve çürük yumurta kokusunu hatırlatan bir koku ile teşhis edilebilmektedir (Eriksson ve diğ., 2002). Atık sudaki genel katıları ve gri su özelindeki katıları tanımlamak için toplam askıda katı madde (TSS) para- metresi kullanılmaktadır. Askıda katılar, 0,45 μm gözenek çapına sahip filtreden geçemeyen askıda katılar olarak tanımlanmaktadır. Yaygın olarak kullanılan ölçümmetodu, hacmi bilinen bir sıvının filtreden geçirilmesi ve filtrenin üzerinde kalan katıların kurutulduktan sonraki ağırlığı- nın ölçülmesidir (APHA, 2005). Kil partiküller, organik maddeler, algler ve mikroorganizmalar, askıda katılar ve kolloid partiküller sularda bulanıklığa neden olmaktadır. Bulanıklık seviyesinin yüksek olması dezenfeksiyon etkinli- ğini düşürmektedir. Gri sudaki askında katıların kaynakları gıda artıkları, toprak, toz, saç ve deri parçaları ve çamaşır makinelerinden gelen liflerdir (Eriksson ve diğ., 2002). Bu nedenle, çamaşır makinelerinden ve mutfaktan gelen yüksek toplam katı madde konsantrasyonları diğer kaynaklardan daha fazla olmaktadır (Eriksson ve diğ., 2002). Genel olarak gri sular, tipik evsel atık sulardan daha düşük konsantrasyonlarda toplam katı madde konsantras- yonları sahiptir (Birks ve Hills, 2007). Toplam katı madde konsantrasyonu gün içerisinde değişebilmekle birlikte kay- nağına bağlı olarak da (Çamaşır makinesi, mutfak ya da duş vb) değişebilmektedir (Almeida ve diğ., 1999). Gri sudaki katıların büyük çoğunluğu 10-100 μm aralığındadır. 2.2. Kimyasal Karakteristikler Bir çözeltinin tuzluluğu, suyun içerisindeki iyonların mg/lt cinsinden konsantrasyonudur. Tuzluluk, suyun içe- risinde bulunan iyonların konsantrasyonlarının kantitatif olarak ölçülmesi ile belirlenebilmektedir. Tuzluluğu ölçmek için birçok metot bulunmakla birlikte en yaygın olarak kullanılan teknik, çözünmüş katıların (TDS) ağırlığının hesaplanmasıyla yapılan gravimetrik metottur (APHA, 2005). En önemli tuzluluk kaynakları soydum, azot ve deterjanlarda ve çamaşır tozlarında bulunan fosfor bazlı sabunlardır (Morel ve Diener, 2006). Yüksek tuzluluk, bitki örtüsü ve toprak özelliklerini etkileyebilmektedir. Tavsiye edilen değerler, bitki örtüsü ve toprak türüne, iklim ve sulama rejimine göre birçok faktörden etkilenmektedir (ANZECC, 2000). Arıtılmış gri sular sulama amaçlı kul- lanılırken, tuzluluk kadar sodyum, klorür ve bor (bitkiler için toksiktir) seviyelerine de dikkat edilmelidir. Sodyumun (Na+) evsel kullanımı oldukça yaygın olup, toprağa en büyük zararı veren iyonlardan birisidir. Soydum, gıda işleme, su yumuşatma (iyon değiştirme) ve deterjanların yapı maddesi olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle, gri sular MAKALE

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=