Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 178. Sayı (Mayıs 2023)

34 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Mayıs / 2023 RAPOR şebekedeki kaçaklar uluslararası kabul edilebilir seviyelere getirilmelidir. Bu amaçla tüm şebeke planlı bir şekilde sağlıklı tesisat malzemesi ile yenilen- melidir. İçme ve kullanma suyu şebe- kesinde yeterli dezenfeksiyon yapılarak sağlıklı içme suyu sağlanmalıdır. Kente yeni su kaynakları kazandı- rılmalı, kentimiz ve çevresinde yapılan derin su kuyusu araştırma çalışmalarına önem verilmelidir. DSİ tarafından yapı- lan bu çalışmaların sonuçlarına göre yeterli kalite ve miktarda bulunan su kaynaklarından bir an önce sondaj yapılarak kullanıma açılmaları sağ- lanmalıdır. Kentte kullanılan yeraltı su kuyuları DSİ ve İZSU tarafından sıkı bir şekilde denetlenmeli, ruhsat- sız ya da ruhsata aykırı kuyular derhal kapatılmalıdır. İçme ve proses suyunu yer altından kendisi sağlayan konut ve işletmelerin denetimi DSİ ve Merkezi yönetimle birlikte etkin bir şekilde yürütülmelidir. Sanayi sektöründeki su ihtiyacının azaltılması için üretim proseslerinde gerekli değişiklikler yapılarak kuru prosesler tercih edilmeli, su verimli kullanılmalı, yağmur sularının ve kul- lanılmış suların geri kazanımına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Sayıları ve alanları giderek artan yeşil alanların sulanmasında yaz sezon- larında çok fazla su kullanılmaktadır. Su tasarrufu sağlanması amacıyla bu alanlar geceleri sulanmalıdır. Uygun olan alanlarda damlama sulama yön- temine geçilmelidir. Suyun etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak ama- cıyla farklı kullanım gruplarına yönelik eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Tarımsal sulamada kullanılan su miktarını azaltmak için uygun sulama yöntemleri kullanılmalı, gerekmesi halinde su ihtiyacına göre ürün dese- ninde değişikliğe gidilmelidir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nde de yer alan yağmur sularının ayrı toplanarak geri kazanı- mına yönelik çalışmalar yaygınlaştırıl- malıdır. Kentin altyapı yetersizlikleri, plansız kentleşmenin getirdiği sorunlar yağışlarda sel olarak karşımıza çıkmak- tadır. Kent planlamasında bütüncül bir bakış açısı ile altyapı, yeşil alanlar ve yağış sularının kontrollü yönetimi ger- çekleştirilmelidir. Mevcut alt yapı tesisleri güçlendi- rilmeli, özellikle taşkın bölgelerinde yağmur suyu şebekeleri ayrı olarak tasarlanmalı, atık su ve yağmursuyu şebekelerinde gerekli bakımlar düzenli olarak yapılmalıdır. Sel ve heyelan alanlarında yapılaş- maya izin verilmemeli, mevcut yapı- laşmanın kaldırılması gerekmektedir. Taşkın seviyeleri belirlenmeli, taşkın riski altında bulunan yapılar için özel önlemler alınmalıdır. Yapıların taş- kın seviyesi altındaki bölümleri iptal edilmelidir. Yeni yapılacak binalar ve kentsel dönüşüm alanlarındaki yapılar depremin yanı sıra sel ve taşkın riski de göz önünde bulundurularak inşa edilmelidir. Dere yataklarında akışın sağlanması için gerekli bakımlar düzenli olarak yapılmalı, taşkın suyunun akışını engel- leyecek yapılar ortadan kaldırılmalıdır. Kaldırım ve yollarda yağmur suyu akı- şını sağlayacak geçirimli malzemeler kullanılmalı, kentsel planlamada yeşil alan miktarı arttırılmalıdır. Yağmur hasadına ilişkin projeler geliştirilme- lidir. Hızlı kentleşme, nüfus ve endüst- rileşmeyle birlikte artan su ihtiyacının karşılanması noktasında, evsel, kentsel ve endüstriyel atık suların arıtılarak yeniden kullanımı son yıllarda önem kazanmıştır. Ancak uygulanacak geri kazanım arıtma teknolojilerinin yatı- rım ve işletme maliyetlerinin yüksek oluşu, çevre ve halk sağlığı üzerindeki riskleri de göz önünde bulundurula- rak, geri kazanım uygulamaları doğru planlanmalı ve uygulanmalıdır. İmar sı’nda yer alan yerüstü ve yeraltı su kay- naklarının potansiyeli adanın mevcut kullanımına yönelik içme, kullanma ve tarımsal su ihtiyaçlarını karşılamamak- tadır. Alaçatı Barajının adanın su ihtiya- cını karşılayacak kapasitede olmaması, Ildırı Kaynaklarındaki tuzluluk dikkate alındığında Çeşme ve Yarımada susuz- luk tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı, proje kapsamında planlanan golf sahası ve yeşil alanların su ihtiyacı için mevcut kaynakların kullanılması, proje alanı- nın büyük kısmının Alaçatı Barajının koruma alanı içinde kalması nedeni ile projede öngörülen yapılaşma ve tesisle- rini işletimi sürecinde Alaçatı Barajında kirlilik ve kalite sorunu ortaya çıkacağı öngörülmektedir. İzmir’in içme suyu şebekesinde su kayıplarının %30‘lar civarında olduğu ifade edilmektedir. Bu durum büyük bir ekonomik kayba ve doğal kaynağın kaybolmasına yol açmaktadır. Kayıp- ların azaltılması için mevcut şebeke ve işletme koşullarında iyileştirme yapıl- malıdır. Mevcut şebekenin kullanım ömrü dolan, sıklıkla kaçak tespit edilen bölümleri tespit edilerek revize edilme- lidir. Geçmiş yıllarda ana isale hatların- daki arızalar nedeni ile kentin belirli bölümüne su verilemediği dönemler göz önünde bulundurularak, kentin su ihtiyacına kesintisiz karşılayabilmek için alternatif hatlar ve ara depolama seçenekleri değerlendirilmelidir. Ana- yasada yer alan herkesin sağlıklı yaşama hakkına sahip olduğu ilkesinden yola çıkılarak insanca yaşama, yaşamsal ortamlarda sağlık ve hijyen koşullarının sağlanması, güvenilir içme ve kullanma suyu sağlanması ve halk sağlığının korunmasına yönelik gerekli önlem- ler alınmalıdır. Bu önlemlerin başında yeterli düzeyde ve kalitede altyapı sis- temlerinin oluşturulması ve mevcut sistemlerin iyileştirilmesi gelmektedir. Kentin içme suyu şebekesindeki kayıp ve kaçaklar tespit edilerek bir an önce iyileştirme projeleri hayata geçirilmeli,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=