Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 183. Sayı (Ekim 2023)
50 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Ekim / 2023 ederek (Johannesburg Prosesi) FeCl3 tüketimini hatırı sayılır bir miktarda düşürmek mümkündür. Yine bir başka tasarruf yöntemlerinden birisi de belli bir kapasitenin üstünde blower için roots tipi blower yerine turbo blower kullanmaktır. Diğer bir önerimiz de terfi istasyonlarını seviye tranmitteri ve frekans konvertörlü dalgıç pompa kullanarak mümkün mertebe “dolu havuz seviyesinde” işletmektir. Atık su arıtma tesislerinin maliyetlerini düşür- mek için buna benzer birçok yöntem bulunmaktadır. Atık su arıtma ve su geri kazanım teknolojilerinde gelecekte hangi yenilikleri bekliyorsunuz? Atık su, su arıtma ve geri kazanım teknolojilerinde gelecekte mutlaka gelişmeler olacağını öngörmekteyiz. Bu gelişmeleri arasında Cross Flow RO, Cross Flow NF, Cross Flow UF’ler ile atık suların geri kazanılmasını proje- lerini sayabiliriz. Bunlar halihazırda kullanılan teknolojilerdir ancak gele- cekte daha da gelişeceğini düşünmek- teyim. Öyle ki bu prosesler sayesinde atık suyun hem KOİ, BOİ, azot gibi kirleticileri hem de tuzluluk değeri aynı anda giderilebilmektedir. Sektörde görmüş olduğunuz sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir? Sektördeki en büyük sorunlardan bir tanesi sektör oyuncularının yap- tıkları atık su arıtma ve su geri kaza- nım projelerinde “ilk yatırım + işletme maliyetinin” optimize edilmiş hali değil sadece “ilk yatırım maliyeti” üzerine odaklanıyor olmalarıdır. Avrupa’da ve Amerika’da “yatırım maliyeti + 5 yıllık veya 10 yıllık işletme maliyetin toplamı üzerinde artıma tesisler ve geri kazanım tesisleri değerIendirilirken Türkiye’de ne yazık ki bu (İPA/Avrupa birliği finansmanlı projeler hariç) neredeyse hiçbir projede bu husus dikkate alın- mamaktadır. Sadece ilk yatırım mali- yetine göre yapılan atık su arıtma/ su geri kazanım tesisler karbon ayak izi ve su ayak izi için sürdürülebilir değildir. Çözüm önerilerimiz; yatırımcıların ve son kullanıcıların mutlaka “ilk yatırım + 5 yıllık veya 10 yıllık işletme maliyeti toplamı üzerinden” değerlendirmede bulunması yani sadece ilk yatırımı düşük olana işi vermemesi, bu düsturu tüm kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının benimsemesidir. Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Tekrardan vurgulamak isteriz ki tüm kirlenen atık suları karıştırmak ve son noktada bunları arıtıp geri kazan- mak yerine “üretim kaynağında geri kazanmak (suyu ayrı kimyasalı ayrı geri kazanmak) çok daha makuldür ve düşünüldüğünden çok daha kısa sürede kendini amorti eden projelerdir. Bu doğrultuda tüm sektör oyuncularını kaynağında geri kazanım projelerine davet etmekteyiz. n SÖYLEŞİ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=