Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 186. Sayı (Ocak 2024)

30 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Ocak / 2024 MAKALE sebebi ile daha “toksikolojik zehirlenme” yaşamalarına sebep olabilmiştir. MSF (Medecins Sans Frontieres) Sınır Tanımayan Dok- torlar Örgütü)’nin yaptığı çalışmada afet sonrası hayatta kalan insanların önemli bir bölümünde yetersiz beslenme ve yetersiz su alımı sebebi ile sağlık sorunları varlığı tespit edilmiş ve hatta yetersiz beslenme ve dehidrasyon sebebi ile yetersiz vücut yapıları olan birçok afetzedeye gerekli ilaçları hemen kullanamamış oldukları; bu kritik zaman kaybı ve afetzede sayısının büyüklüğü nedeni ile kayıpların daha da artığı görülmüştür. Haiti depreminin ardından çöken lojistik sistem ve yeterli verimlilikte uygulanamayan afet yönetim sistemi nedeni ile önceden ambalajlanmış hazır acil gıda ürünü olan “süt tozu, yulaf ezmesi, protein takviyeli bisküvi” gibi gıdalar afetzede- lere ulaştırabilmiş olsa bile bunların kullanımı için gerekli olan temiz içme suyu temininde yaşanan problemler nedeni ile ürünler yeterli ve verimli şekilde kullanılamayabilmiştir. E. Vektörel Üreme Etkisi Oluşan su kaynaklarının hızla kirlenmesi, uzun süre bu kaynakların dezenfekte edilememesi, deprem felaketi sonrası oluşan tropikal fırtınalar sebebi ile patojenlerin çok geniş alanlardaki su kaynaklarına ulaşması gibi sebepler ile su kay- naklarında sivrisinekler ve diğer vektörler büyük volümlerde üremiş; oluşan hastalıkların yayılmasında uzun süre oldukça etkili olmuşlardır. Sonuç ve Etkiler Haiti’de oluşan 2010 dep- reminden 11 yıl sonra 2010 depreminden daha büyük ve etkili bir deprem yaşanmış olmasına rağmen (Her iki deprem de de birbirine benzer şekilde 3 milyon civarında kişi etkilenmiştir, 2010 yılındaki depremde yaklaşık 100 bin; 2021 yılındaki depremde ise yaklaşık 136 bin bina yıkıl- mıştır, 2010 dperemi 7,0 richter şiddeti ile yerin 13 km altında oluşmuş 2021 depremi ise 7,20 richter şid- deti ile yerin 10 km altında olmuştur) ve 2021 depremi su kaynaklı sorunlar daha sert yaşanacağı yaz aylarında olmuş olmasına rağmen 2021 depremi sonrası uygulanan “afet yönetimi” sayesinde çok daha hafif atlatılmış olup; 2010 yılında görülen afet sonrası ortaya çıkan su kaynaklı hastalıklar gözlemlenmemiştir. Depremden fiziksel etkisin dışında su kirliliği sebepli oluşan kolera, tifo, dizanteri, legionella, amebiasis, sistoso- miyazis, gastroenterit gibi salgınların varlığı ve uzun süre etkilerini devam ettirmeleri sebebi ile bölgede hastalık sebepli mortaliteler uzun süreler boyunca devam etmiştir. Bu salgın- lar sebepli tedavi süreçleri de hem afetzedeler hem de görev- liler için oldukça zor, pahalı, sıkıntılı, riskli ve meşakkatli bir süreç yaşanmasına sebep olmuştur. Her ikisi de oldukça güçlü olan fakat mortaliteleri çok farklı olan depremler karşılaştırıldığında görülen farkların en önemlilerden birinin çok basit müdahaleler olan su birikinti ve alanlarının klorlanması ve atık yönetim sisteminin daha efektif yapılması olduğu görülmüştür. İşin nihayetin de ilk deprem olan 2010 felaketinde yaşa- nan kayıpların haftalarca devam etmesinin temel sebeplerinin en önemlilerinin başında temiz su kaynaklarının tükenmesi; var olan temiz su kaynaklarının hızla kirlenmesi, kirlenen su kaynaklarının yetersiz personel ve güvenlik riskleri nedeni ile yeterince hızlı sanite edilememesi gibi sebepler önemli ve başlıca ölüm sebepleridir. Yaşanan 2010 deprem felaketi sonrası sadece kalan su kaynaklarının atıklara karşı korunması ve klorlanması ile bile yüzbinlerce insanın daha hayatta kalması muhtemelen oldukça olası bir sonuç olacaktı. n C M Y CM MY CY CMY K

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=