Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 186. Sayı (Ocak 2024)

45 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Ocak / 2024 dan itici güçleri ile ilgilidir. Buna iklim değişikliği, besin maddeleri ve kirletici maddelerden kaynaklanan kirlilik, arazi ve deniz kullanımındaki değişiklikler, aşırı kullanım ve yerli olmayan türlerin girişi dahildir (AÇA, 2020). İsveç'te yakın zamanda yapılan bir araştırma, iklim değişikliğinin günü- müzde deniz ekosistemleri için en büyük tehdit olabileceğini ve model- lenmiş etkilerinin diğer tüm mevcut stres faktörlerinin birleşik etkisiyle kar- şılaştırılabilir olduğunu göstermektedir (Wåhlström ve diğerleri, 2022).Ancak foklar gibi bazı türler iyileşme eğilimi göstermeye başlıyor. Bu tür eğilimler, geçici olarak, avlanmanın yasaklanması gibi ulusal, bölgesel ve AB çapındaki politika ve eylemlerin işe yaramaya baş- layabileceğini gösterebilir (AÇA, 2020; EEA 2021). Dahası, bazı biyolojik çeşitlilik eği- limleri iyileşiyor. Bu, belirli ekosistem bileşenlerinin kendilerini etkileyen bas- kıları azaltarak iyileşmelerine yardımcı olmanın mümkün olabileceğini düşün- dürmektedir. Bu bileşenler habitatları ve türleri içerir. Yeterli bileşen onarı- lırsa, 'ölümcül üçlünün' sürekli mevcut ve büyüyen etkilerine rağmen yapıları ve işlevleri iyileştirmek ve böylece eko- sistemin dayanıklılığını korumak bile mümkün olabilir. İklimle ilişkili stres etkenlerinin birleşik etkilerini anlamak Harita 1, yeni bir keşif yaklaşımı kullanarak deniz alanlarının iklim deği- şikliğine karşı göreceli hassasiyetlerini göstermektedir. Bunu, Avrupa genelin- deki çeşitli iklim değişikliği stres etken- lerini (deniz yüzeyi sıcaklığı, tuzluluk ve su), kimyayı (asitlenme ve oksijen içeriği), fiziksel unsurları (akıntılar, rüz- gâra maruz kalma ve deniz seviyesinin yükselmesi), buz örtüsünü ve ekosistem bileşenlerini birleştirerek yapar. Avrupa Deniz İklim Değişikliği Endeksi, iklim değişikliğine neden olan etkenlerin (örneğin deniz yüzeyi sıcaklığı ve asit- lenme) değerlendirmede haritalanan ekosistem bileşenleri üzerindeki etki- lerinin göreceli büyüklüğünü gösterir. Genel olarak yarı kapalı denizler, daha sığ sahanlıklar ve kıyı alanları açık deniz alanlarına göre daha hassastır. Baltık Denizi ve Adriyatik Denizi ile Kuzey Denizi'nin bazı kısımlarında hasar görebilirlik özellikle yüksektir. Kuzeydoğu Atlantik Okyanusu'nda Norveç'in Svalbard kentine yakın has- sas alanlar da bulunuyor. Bentik (dibinde yaşayan) türler, bir bütün olarak Avrupa denizlerinde ve Baltık Denizi, Akdeniz ve Karade- niz'de iklim stres etkenlerinden en çok etkilenen türlerdir. Bununla birlikte, Kuzeydoğu Atlantik'te balık türleri indekslenen puan toplamının %34'ünü oluştururken (en çok etkilenen özellik), bentik topluluklar ise %31'ini oluştur- maktadır (Şekil 3a). Su kimyasını strese sokan faktörler, özellikle pH ve çözün- müş oksijen konsantrasyonları, Avrupa denizlerinin toplam etki endeksine en büyük katkıyı sağlamaktadır. Bu etkiler açık denizlerde daha büyük olmakla birlikte Avrupa çapında kıyı sularında en önemli etkilere sahiptir (Şekil 3b). 'Ölümcül üçlünün' mevcut eği- limlerinin durması ve tersine dönmesi yüzyıllar olmasa da onlarca yıl ala- cak (IPCC, 2023). Bununla birlikte, ÇEVIRI Harita 1. Avrupa denizleri için Avrupa Deniz İklim Değişikliği Endeksi'nin (EMCCI) haritalandırılmasına yönelik keşifsel yaklaşım

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=