36 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Şubat / 2024 BULGULAR “Endokrin Bozucu Kimyasalların Atık Su Kaynaklarında Azaltılmasına yönelik uygulamalar” kapsamı doğrultusunda, Ankara İli içerisinde faaliyet gösteren bir ilaç sanayisine ait atık su üzerinde çalışmalar yapılmış olup etkili ve uygulanabilir giderim yöntemi belirlenmiştir. Çeşitli endüstrilerin üretim türleri, miktarları ve teknolojileri arasında farklılıklar olduğundan, atık sularının özellikleri de önemli değişkenlikler gösterebilir. Bu sebeple, su kirliliği önleme teknolojilerinin belirlenmesi ve seçeneklerin ortaya konulması, her endüstrinin özel ihtiyaçlarını göz önüne alarak ayrı ayrı ele alınmalıdır. Alınması gereken tedbirler ve kullanılması gereken arıtım teknolojileri, atık suların özelliklerine ve hedeflenen yasal standartlara uygun olarak belirlenir. Proses dizaynında atık su karakterizasyonu göz önünde bulundurularak; kanalizasyon durumu, iklim ve coğrafik koşullar, yasal mevzuatta istenilen deşarj standartlarında arıtım, yaklaşık alan ihtiyacı, zemin özellikleri, hidrolik gereklilikler ve ekonomik fayda dikkate alınarak uygun proses seçimi yapılmıştır. Bu doğrultu da yapılan analiz çalışmasında işletme bünyesinde yer alan üretim sahasından alınan çıkış suyu numunesinin kirlilik parametrelerinin giderilmesi hedeflenmiştir. Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOI) değeri yüksek olduğu bilinen atık su, literatür bilgileri dikkate alınarak sırasıyla kimyasal arıtma işlemlerine tabi tutulmuştur. Yapılan Jar Testi çalışmaları kapsamında Koagülasyon & Flokülasyon işlemlerinde atık suyun içerisinde bulunan kirlilik yükleri özelliklerine göre çeşitli kimyasallar ile çalışma yapılmıştır. İşlemler sırasında en iyi flok oluşumu gözlenen çalışma dikkate alınmış olup atık suyun uygun pH aralığına gelindiğinde flok oluşumu sağlanmıştır. Sonrasında ise flokların daha büyük yapıda çökelebilmeleri amacıyla kimyasal madde ilavesi yapılarak çöktürmeye bırakılmıştır. Çalışmanın ölçümü yapılmış olup ilgili sektöre ait atık su karakteristiği incelendiğinde yüksek oranda BOI, KOI, AKM, parametreleri gözlemlenmiş ve bu kirlilik parametrelerinin gerek yüksek verimle gerekse de uygun maliyette arıtımı hedeflenmiştir. Bu kapsamda gerçekleşen literatür araştırmalarında koagülasyon ve biyolojik arıtım proseslerinin uygulanabilir olduğu gözlemlenmiştir. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Endokrin Bozucu Kimyasallar (EDC'ler), su ortamında birikebilen ve doğal olarak parçalanamayan yeni kirleticiler sınıfı olarak kabul edilmektedir. Bu kirleticiler, vücudun endokrin sistemini önemli ölçüde etkileyebilir ve bu nedenle canlı organizmalar için toksik maddeler olarak değerlendirilir. EDC'ler farklı kaynaklardan üretilir, bunlar arasında (1) doğal ve sentetik steroid hormonlar, (2) farmasötik ve bakım ürünleri, (3) endüstriyel kimyasallar olarak bisfenol ve ftalat, (4) pestisitler ve (5) yanma yan ürünleri bulunmaktadır. Son yıllarda, bu maddelerin atık sulardan ve su kaynaklarından uzaklaştırılması, toksisitelerinin yanı sıra tatlı su kaynaklarına olan ihtiyaç nedeniyle önemli bir konu haline gelmiştir. EDC'lerin uzaklaştırılması, bu maddelerin fizikokimyasal özelliklerine ve doğal ortamdaki davranışlarına büyük ölçüde bağlıdır. Bu çeşitlilik, farklı teknolojilere olan ihtiyacı doğurmuştur, bunlar arasında 1) fiziksel, 2) kimyasal, 3) elektrokimyasal ve 4) biyolojik arıtmalar bulunmaktadır. Bu arıtma teknolojilerinin etkinliği büyük ölçüde EDC'lerin fizikokimyasal özelliklerine ve su ortamına bağlıdır. Bu nedenle, uygun teknolojinin seçimi, bu parametrelerin derinlemesine anlaşılmasını gerektirir; aksi takdirde, verimlilikleri büyük ölçüde etkilenebilir. Yapılan bu çalışmada biyolojik arıtma öncesi kimyasal prosesin varlığına dikkat çekilmiş olup uygulanabilirliği ve arıtma giderim verimi detaylandırılmıştır. Endüstriyel atık suların arıtımında kimyasal arıtıma prosesleri, bazen tek başına bazen de fiziksel, biyolojik arıtma prosesleri ile bir arada kullanılarak hem ön arıtım hem de nihai deşarj gereksinimleri karşılanmaktadır. Kimyasal arıtma proseslerinde, fiziksel arıtma yöntemleriyle ile uzaklaştırılamayan kirleticiler kimyasal maddelerle reaksiyona sokularak, (i) ya çöktürülebilen katı oluşturulur, (ii) ya gaz haline getirilerek ortamdan uzaklaştırılır, (iii) ya da toksik maddeler zararsız yapıya dönüştürülür. İnorganik kirletici maddelerin arıtılmasında kullanılan teknikler kirletici türüne göre çeşitlilik gösterir. Bu kapsam da laboratuvar ortamında gerçekleştirilen Jar testi ile kimyasal arıtmanın başarısı görülmüştür. Ancak arıtma verimliliğinin mümkün kılınması ve ilgili deşarj standartlarının sağlanabilmesi için biyolojik arıtma prosesinin gerekliliği anlaşılmıştır. Bu amaçla yapılan çalışma da kimyasal arıtma prosesinin biyolojik arıtma sistemi öncesi ön şart olduğu vurgusu yapılmıştır. n MAKALE
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=