38 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Nisan / 2024 RAPOR altyapı eksikliklerinin giderilerek gelecekteki olası afetlerin sosyal, ekonomik ve teknik sistemler ve altyapılara verebileceği zararlardan korunabilecek kapasitenin geliştirilebilmesi gerekmektedir. Şehirlerin “dirençli kent “olabilmeleri için çevresel risklerini belirleyerek, doğru ve etkin bir çevresel altyapı ve çevre yönetimini gerçekleştirmesi önemlidir. Altyapı tesislerimizde çok yüksek kayıp kaçak oranları yüzünden suyun büyük bölümünü daha şebekedeyken yani henüz kullanamadan kaybediyoruz. Bu kapsamda sağlıklı ve temiz su ihtiyacımız için kaynağından kullanım alanına kadar olan altyapıda kayıp kaçak oranlarının en aza indirilmesi gerekmektedir. Dolayısı ile sağlıklı kentleşme ve altyapı yönetiminin, bu sürecin en önemli parçası olduğu gerçeği unutulmamalı, kentleşme politikasının yapı ve binalardan ibaret olduğu anlayışından vazgeçilmelidir. “İçmesuyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerine göre; “Büyükşehir ve il belediyeleri su kayıplarını 2023 yılına kadar en fazla %30, 2028 yılına kadar ise en fazla %25 düzeyine; diğer belediyeler su kayıplarını 2023 yılına kadar en fazla %35, 2028 yılına kadar en fazla %30, 2033 yılına kadar ise en fazla %25 düzeyine indirmekle yükümlüdürler. Bu kapsamda belediyeler, bölgesel olarak izleme, değerlendirme, basınç regülasyonu ve yüzeye çıkmayan borulardaki arızaların tespit edilerek giderilmesine yönelik çalışmaları yürütmektedir. İZSU 2022 yılı faaliyet raporunda metropol ilçeler için kayıp kaçak oranının % 27,95 olduğu paylaşılmıştır. Son olarak 2021 yılında paylaşılan su kayıpları yıllık raporlarında kayıp kaçak oranı %30 un üzerinde olan metropol dışında kalan ilçeler ile ilgili çalışmaların tamamlanarak hedeflenen oranlara ulaşılması gerekmektedir. Yerel ve Merkezi Yönetimin bu süreçte bireysel kullanımlara yönelik tasarruf çağrısı ile birlikte, suyun temini, iletilmesi sürecinde kayıp kaçak oranlarının azaltılması, arıtılmış atıksuların yeniden kullanımı, kentin su kaynaklarının yönetilmesi, korunması ve alternatif kaynakların değerlendirilmesi, uzun vadeli koruma çalışmalarının yürütülmesi için beraber çalışması şarttır. Özellikle, sanayi ve nüfusun yoğun ancak su kaynaklarının kısıtlı olduğu büyük kentlerimize yönelik planlama süreçlerinde; tarım ve orman alanlarının yok edilerek sanayi ve konut alanlarına dönüştürüldüğü ortadadır. Alan kullanımına yönelik çeşitli faaliyetlere verilen izinler ile birlikte kente eklenen nüfus yükü dikkate alındığında bu ilave çevresel yükü karşılayacak su kaynaklarının mevcut olmadığı görülmektedir. TÜİK istatistiklerine göre, 2022 yılında içme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı (%) 98,8 olarak, içme ve kullanma suyu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranı ise % 62,7 olarak verilmiştir. Özetle vatandaşlarımızın % 36’sı sağlıklı içme suyuna ulaşamamaktadır. 2022 yılında ülkemizdeki 1391 belediyenin yalnızca 1366’sı kanalizasyon şebekesi ile hizmet vermekte olup, 1315 belediye atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu 1315 adet tesisten, Avrupa Birliği (AB) standartlarında arıtma yapan tesis sayısı ise 268 olup, 2022 yılında kanalizasyon şebekesine deşarj edilen yaklaşık 5,4 milyar m3 atık suyun 2,4 milyar m3 kısmı bu tesislerde arıtılmıştır. 2022 yılında belediye şebekeleri ile deşarj edilen atıksu miktarının 5,4 milyar metreküp olduğu dikkate alınırsa, belediyelerde üretilen atık suyun %86 sının arıtıldığı, ancak AB standartlarında arıtılan atıksu oranının %52,7 oranında olduğu ortaya çıkmaktadır. Atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı (%) 77,7’dir. Bu durumda vatandaşlarımızın %22,3’ünün oluşturduğu atıksu arıtılmadan alıcı ortamlara verilmekte, arıtılan atık suyun ise ancak yarısının uygun standartlarda arıtılmasının mümkün olduğu görünmektedir. Kentimizde ise içme suyu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfus %74,3, atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfus %100 olarak verilmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde gerekli içme ve kullanma suyu, barajlar ve yeraltı suyu kuyularından sağlanmaktadır. İZSU Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2022 yılında temin edilen suyun yaklaşık %54’ü yeraltı, yaklaşık %46’sı yüzeysel su kaynaklarından sağlanmıştır. İzmir Kentinin su ihtiyacını karşılayan kaynakların miktar ve kalite olarak sürdürülebilirliğinin sağlanması, korunması büyük öneme sahiptir. Yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarımızın bulunduğu bölgelerde alan kullanımına yönelik baskılar ve kirlilik tehdidinin yanında iklim değişikliğinin getireceği ek yüklere de kentin hazır olması gerekmektedir. 2023 yılı nüfus verilerine göre nüfusu yaklaşık 4.479.525’a ulaşan
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=