40 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Nisan / 2024 RAPOR Denizi Kıyı Su Yönetimi Birimlerinden 8 i İzmir ‘dedir. 2021 yılı Ege Denizi kıyı su kütleleri ekolojik kalite değerlendirmesine göre; iç körfez değerleri kötü, dış körfez değerleri zayıf, Çeşme-Karaburun, Foça ÖÇK, Çandarlı Körfezi değerlerinin orta, Kuşadası Körfez Kuzeyi-Çeşme, Gerence Körfezi, Dikili-Edremit Körfezi değerlerinin iyi olduğu paylaşılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir Körfezi’ndeki 11 adet istasyondan 2001 yılından bu yana düzenli olarak deniz suyundan alınan örnekler, akredite olan İZSU Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında, Askıda Katı Madde, Escherichia coli, Intestinal enterokok analizleri yapılmak üzere gönderilmekte ve sonuçlar incelenmektedir. Ancak körfez su kalitesine ilişkin kapsamlı değerlendirme yapabilmek için daha fazla analizle birlikte ölçüm koşulları hakkında bilgiye ihtiyaç vardır. Her iki kurum tarafından paylaşılan verilere göre ağırlıklı olarak biyolojik parametrelerin izlendiği anlaşılmaktadır. İzmir Körfezindeki gemi ulaşımı ve endüstri kaynaklı kirletici faktörlerin varlığı göz önünde bulundurularak kimyasal parametrelerin de izlenmesi önem taşımaktadır. Su kalitesi sağlıklı ve şeffaf bir şekilde izlenmeli ve iyileştirilmesine yönelik çalışmalar geliştirilmelidir. Deniz suyu kalitesinin iyileştirilmesi için kirletici kaynakların kontrol ve denetimi etkin bir şekilde yürütülmelidir. Deniz taşkınları ve deniz seviyesinin yükselmesi ile ilgili kıyı alanlarında ve kentsel altyapı ve üstyapıda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İzmir için kişi başına yıllık kullanılabilir su miktarı 1.000 m3 civarındadır. Su kıtlığını işaret eden bu miktar İzmir’de su yönetiminin önemini ortaya koymaktadır. İzmir için mevcut su kaynaklarının miktar ve kalite açısından korunması ile birlikte temiz su ihtiyacını karşılamak üzere akılcı yatırımlar ve yeni su kaynaklarının araştırılması yaşamsal bir öneme sahiptir. İlgili kurum ve kuruluşlar mevcut su kaynaklarını en iyi şekilde yönetmeli, gelecek için alternatif su kaynaklarını elde etmek için gerekli yatırımları geç olmadan yapmalıdır. Temiz suların evsel veya endüstriyel amaçlı kullanılmasından dönen atıksuların arıtıldıktan sonra kullanım amacına uygun kalitenin sağlanması için gerekli ileri arıtma işlemleri sonrasında yeniden kullanımı, tarım ve sanayi amaçlı kullanılan suyun ise doğru, ekonomik yöntemlerle yeniden kullanımı esastır. Enerji yönetimi su yönetiminin olmazsa olmaz bir parçası olarak düşünülmeli ve ikisi birlikte konularının uzmanı olan kurum ve kişiler tarafından planlanmalı ve uygulanmalıdır. Kent planlamasına yönelik tüm süreçlerde su yönetimi planları dikkate alınmalıdır. Belediyelerin Su ve Kanalizasyon İdareleri tarafından İçme Suyu Projesi Master Planları çerçevesinde içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının mevcut ve potansiyel su kaynaklarından (yeni su kaynaklarının devreye alınması, deniz suyunun arıtılarak kullanımı, vb) karşılanmasına yönelik gelecekteki nüfus projeksiyonuna göre mevcut su kaynaklarının kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. İklim değişikliği senaryoları da dikkate alınarak gelecek su planlamaları yapılmalıdır. Yeterli suya sahip olamadığı için kilometrelerce ötedeki Gördes Barajı’ndan yüksek maliyet ve işgücü harcanarak su temin etmeye çalışan İzmir; gelecekteki su kaynağı olan Çamlı Baraj Havzasında altın madenciliğinin getirdiği kirlilik riski ile karşı karşıyadır. Kentte su yönetiminden sorumlu kuruluşlar olan İZSU ve DSİ gelecekteki su kaynakları için farklı yaklaşımlar sergilemektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU, Çamlı Barajını zorunluluk olarak görürken, DSİ Baraj yapımını öngörmemektedir. Kentin su yönetiminden sorumlu iki kuruluş politikaları ikilemdedir ve bu durum İzmir halkını sağlıklı suya ulaşma konusunda tehlikede bırakmaktadır. Bahse konu maden işletmesinin mevcut hali ile yarattığı kirlilik mahkeme kararları ve bilirkişi raporları ile ortaya konmasına, iptal edilen ÇED kararlarına rağmen; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kapasite artışı için hazırlanan ÇED süreci yeniden yürürlüktedir ve ÇED Olumlu Kararı yenilenmiştir. Efemçukuru, İzmir Kenti Yerel Yönetimi tarafından Kentin Su Kaynağı olarak tanımlanmaya devam ederken, tüm itirazlara ve mahkeme kararlarına karşın havza Merkezi İdareler tarafından kirlilik riski ile baş başa bırakılmıştır. Havzalarımızda su kalite ve miktarına yönelik değerlendirmeler; su kaynaklarımızın karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin yönetilmesi ve acil planlamalar yapılıp bilime uygun yönetim süreçleri gerçekleştirilemezse geri dönüşü mümkün olmayan noktalara doğru ilerlediğinin göstergesidir. Kentimizin içme suyu kaynağı olan Tahtalı Baraj Havzası, İZSU Yönetmelikleri ile koruma altında tutulmaya çalışılırken, havzadaki kentleşme ve sanayi baskısı, mevzuat değişiklikleri ile koruma kapsamının yumuşatılması yoluyla yaşam kaynaklarımızın da bu baskılara feda edilmesinin önünü açacaktır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=