yat taşınma güzergahları ile buralardan etkilenme potansiyeli olan noktaları içermektedir. Bu bağlamda numuneler Hatay İli'ndeki inşaat ve yıkıntı atıklarının temsilini yeterince sağlamaktadır ve genel bölgesel durumu yansıtmaktadır. Analiz Tekniklerinin Güvenilirliği: Numune analizleri TÜRKAK TEST TS EN ISOIEC 17025 AB-1161-T akreditasyonuna sahip Agt Vonka Mühendislik ve Laboratuvar Hizm. San. Ve Tic. Ltd. Şti İstanbul Şubesi tarafından yapılmış olup laboratuvar sonuçları güvenilirdir ve asbest tespitinde doğru sonuçlar sağlar. Çevresel ve Meteorolojik Faktörler: Çevresel ve meteorolojik koşullar, numune alma süreci buyunca sonucu etkileyecek herhangi bir değişiklik göstermemiştir. Asbest Kaynakları: Araştırma, inşaat ve yıkıntı atıklarında bulunan asbestin kaynaklarını doğru bir şekilde tespit etmektedir. Bu bağlamda enkaz alanları ile depolama alanlarında tespit edilen ve asbest içerme potansiyeli taşıyan izolasyon malzemeleri, eternit, sıva örnekleri vb. malzemeler seçilmiştir. Asbestten Etkilenme Potansiyeli Taşıyan Alanların Tespiti: Yapı enkazlarına, hafriyat depolama alanlarına ve hafriyatın taşındığı karayollarına yakın yerleşim alanları, flora ve yüzey toprağı asbest liflerinden etkilenme potansiyeli taşıyan alanlardır. Bu alanlar il genelinde benzer özellik taşımaktadır. Numunelerin analiziyle elde edilen bulgular, asbest liflerinin yaşam alanlarına ve faunaya yayıldığını göstermekte, araç üzerinden alınan toz numunelerinde asbest liflerinin bulunması ise asbest yayılımının rüzgar ve tozla birlikte yayılımının devam ettiğini göstermektedir. Çalışmanın yapıldığı 02.09.2023 ve 03.09.2023 tarihlerinden önce bölgede 28-29- 30.08.2023 tarihlerinde Hatay ili genelinde zaman zaman gök gürültülü fırtınalar (oraj) görülmüştür. Bu durum, özellikle fauna ve yerleşim alanlarının (çadır, konteyner vb.) yüzeyinde bulunan toz yoğunluğunu düşürmüştür. Ancak buna rağmen 2-3 günlük süre zarfında biriken tozdan alınan numunelerde asbest liflerinin tespit edilmesi, bölgenin asbest tehdidi altında olduğunun bir kanıtıdır. Çalışmayı yapan ekibin ulaşımda kullandığı araçtan alınan toz numunelerinde asbest lifi tespit edilmiştir. Bu tespit, atık yönetimi uygulamalarında yapılan hatalar nedeniyle enkaz çalışma alanlarında kısa süreli zaman geçirmenin veya bölgede karayolu ile seyahat etmenin dahi asbeste maruz kalma riskinin bulunduğu göstermektedir. 2 gün süren çalışmalar sırasında enkaz kaldırma çalışma çalışmalarının yapıldığı binaların hemen hiç birinde sulama faaliyeti yapılmadığı, hafriyatın depolama alanlarına taşınması esnasında kullanılan kamyonların kasalarının toz yayılımını önlemek amacıyla branda vb. malzeme ile kapatılmadığı, depolama alanlarının yer seçiminde önceliğin inşaat ve yıkıntı atıklarının çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirmeye değil, lojistik imkanlara öncelik verildiği 30 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Mayıs / 2024 görülmüştür. Bu durum hem tozun, hem de inşaat ve yıkıntı atıkları içerisinde bulunan asbest ve diğer tehlikeli maddelerin çevreye yayılarak ekolojik kirlilik ve insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturmasına neden olmaktadır. Toza uzun süreli maruziyetin akciğer hastalıklarına yol açtığı bilinmektedir. Özellikle çimento, beton ve harç gibi yaygın inşaat malzemelerinde doğal bir mineral olan silika bulunur ve enkaz çalışmaları sırasında betonların kırılması, taşınması ve depolanması esnasında sulama işlemi yapılmaması nedeniyle etrafa silika tozları yayılmaktadır. Bu tozlara maruziyet, akciğer kanseri, silikozis, KOAH, astım gibi hastalıkların görülmesine neden olabilmektedir. Tozla mücadelede gerekli önlemlerin alınmaması, halk sağlığı açısından ciddi bir risk doğurmaktadır. Ayrıca tozun yüzey sularına ve faunaya olumsuz etkileri bulunmaktadır. Sulara ulaşan tozlar sulardaki organik ve inorganik yükü artırmakta, faunada ise bitki tozlaşması ve fotosentezi olumsuz etkileyerek verimi düşürmektedir. Bu bağlamda hem insan sağlığı için hem de çevre sağlığı için tozla mücadele edilmelidir, ancak çalışma kapsamında yapılan gözlemler toza karşı mücadelenin oldukça yetersiz olduğudur. Enkaz çalışmaları sırasında sulama çalışmalarının yetersizliği nedeniyle depremzede halk, gönüllüler, çalışmalarda görevli işçiler ve kamu personeli toz ve asbeste maruz kalmaktadır. Özellikle bahar ve yaz aylarında havalarında ısınması nedeniyle tozuma ve asbestin yayılımı inşaat faaliyetlerinde kullanılan kırıcıların, yükleyicilerin, kamyonların hareketleriyle rüzgarlı havalarda daha da artmaktadır. Toza karşı mücadelede asıl olan toz oluşumunu ve yayılımını kaynağında engellemektir ancak bölgede bu konudaki yetersiz çalışmalar kişisel korumayı zorunlu kılmaktadır. Bu hususta toza ve asbeste karşı halkın, gönüllülerin işçilerin ve kamu perRAPOR
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=