• Yapı stoğu tespit edilmeli: Deprem potansiyeli taşıyan illerdeki yapı stoğu incelenerek deprem yönetmeliğine uygun yapılmamış binalar için gerekli önemler alınmalıdır. • Atık yönetimi: Asbest içeren malzemelerin atık yönetimi çok önemlidir. Bu malzemelerin kullanıldığı alandan sökümü, taşınması ve bertarafı sırasında sızdırmaz ekipmanların kullanılması ve asbest içeren atıkların ilgili mevzuat hükümlerince1 bertarafının sağlanması gerekmektedir. Depremler sonucunda oluşabilecek atık miktarları hesaplanarak uygun depolama alanları yaratılmalı ve bu alanlara ulaşım güzergahları belirlenmelidir. Atık taşıma ve bertaraf işlemleri yasa ve yönetmeliklere uygun olarak yapılmalıdır. • Asbest içeren malzemelerin tespiti: Asbestli malzeme kullanılan binalar tespit edilmeli bu malzemeler sökülerek bertaraf edilmelidir. • Asbestin güvenli bir şekilde uzaklaştırılması: Asbest içeren malzemeler tehlikeli atık kategorisinde değerlendirildiğinden söküm işlemi uygun kişisel koruyucu donanıma sahip asbest söküm uzmanlarınca, bertarafı ise mevzuatın işaret ettiği yöntemlerle yapılmalıdır. • Kamu bilinci ve eğitim: Asbestle mücadele konusunda kamuoyu bilgilendirilmeli ve insanlar asbestin tehlikeleri konusunda eğitilmelidir. Ayrıca, deprem bölgelerinde asbest içeren malzemelerin sökümü konusunda sıkı denetimler sağlanmalıdır. Mevcut yönetim anlayışı ve rant politikaları, doğa olaylarını felakete dönüştürmektedir ve terk edilmelidir. Binlerce can kaybına ve büyük ekolojik yıkıma neden olan bu anlayış değiştirilmezse, Türkiye, başta İstanbul depremi olmak üzere yaşayacağı depremlerle çok daha büyük yıkımlarla yüz yüze kalacaktır. n RAPOR 32 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Mayıs / 2024 (IARC) tarafından “kesin kanserojen” olarak kabul edilmekte ve etkileri genellikle 15-20 yıl sonra ortaya çıkmaktadır. Bu tehlikeli maddeye karşı gereken tedbirler zamanında alınmazsa, bunun sorumluluğu ilgili kamu kurumlarına ve yöneticilere aittir. Hatay gibi depremden etkilenen bölgelerde, binlerce depremzedede, gönüllülere ve kurtarma ekiplerinde, enkaz kaldırma işçilerinde ve kamu görevlilerinde asbeste maruz kalma riski bulunmaktadır. Yetkililerin “havada asbest bulunmuyor” gibi açıklamaları, geçmişteki Çernobil benzeri felaketler sonrasında ekran başında çay içen yetkililerin açıklamalarını hatırlatmaktadır. Ancak gerçek, kanser vakalarındaki artışla kendini göstermiştir. Depremin ardından dönemin ilgili bürokratı, kamuoyuna yapmış olduğu açıklamada “Asbest içeren katı haldeki maddelerin usulüne uygun yönetilmesi bizim açımızdan önemli olan husustur. Bakanlık olarak bu konuda döküm sahalarının geri dönüşüm ve ayrıştırma ihalelerinde kullanılan şartnamelerde, asbest içeren katı maddelerle ilgili gerekli tedbirlerin alınmasının yüklenici firmaların sorumluluğuna verilmesine yönelik madde eklenmiştir” demektedir. O halde soruyoruz: Bugüne kadar yüklenici firmalar asbest içeren katı maddelerle ilgili ne gibi tedbirler almıştır ve bertaraf edilen asbestli malzeme miktarı nedir? Ayrıca depremle sonucu oluşan atığın yönetimini fiilen gerçekleştiren yüklenici firmaların kaçında çevre mühendisi istihdamı sağlanmıştır? Bu çalışma, Hatay'da yaşanan asbest tehdidinin boyutlarını açıkça göstermektedir. Yetkililere düşen görev, bu tehdidi görmezden gelmek değil, bu anda alınması gereken acil önlemleri bölgede hayata geçirmektir. Deprem bölgesinde alınması gereken acil önlemler; • Bölgede sulama yapılmadan hiçbir enkaz kaldırma faaliyetine izin verilmemesi ve hafriyat depolama alanlarında toz oluşumuna engel olacak sıklıkta spreyle sulama yapılması, • Hafriyat çalışmalarında görevli işçilere maske temin edilmesi ve maskesiz hiçbir işçinin hafriyat alanlarında çalışmasına izin verilmemesi, • Yerleşim alanlarının enkaz alanlarında oluşan tozdan etkilenmeyecek bölgelere taşınması, • Enkaz kaldırma çalışmalarında kullanılan kamyonların kasaları örtülmeden trafiğe çıkmasına izin verilmemesi ve hafriyat taşıma güzergahlarında tankerlerle düzenli sulama yapılması, • Görevliler dışında enkaz çalışma alanlarına ve hafriyat depolama alanlarına kontrolsüz girişlerin engellenmesi, • Yıkımına başlanmamış binalarda asbestli malzeme araştırması yapılması ve tespit edilen malzemeler binadan uzaklaştırıldıktan sonra yıkım işleminin gerçekleştirilmesi, • Asbestli malzemelerin asbest söküm uzmanları tarafından uygun kişisel koruyucu ekipmanlar kullanılarak sökülmesi ve bertarafının sağlanması, • Bölgede asbest maruziyetinin şeffaf olarak izlenmesi ve gerekli sağlık hizmetinin bölge halkına sağlanması, • Bölgede yaşayanlar, enkaz ve döküm sahasında çalışan işçiler ve bölgeye gönüllü çalışmaya gelen yurttaşlar acil olarak asbest konusunda bilgilendirilmeli ve asbestin tehlikeleri konusunda eğitilmelidir. • Enkazın kaldırılması ve kentin yeniden kurulmasında, rantı ve sermaye birikimini değil halk sağlığını önceleyen ve çevre kirliliğini engelleyecek politikaların uygulanmasıdır. Ayrıca, başta deprem bölgeleri olmak üzere ülke genelinde asbestle mücadelede alınması gereken acil önlemler;
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=