34 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Ağustos / 2024 TARİH atık suyu bir bölgede toplayıp, daha sonra gübre gibi kullanışlı bir ürün elde etmek için arıtmaktı. O dönemde geri dönüşüm planlarının hiçbiri amacına ulaşamadı ve atık su nehir ağzından arıtılmamış bir şekilde aşağı Thames Nehri’ne deşarj edildi. Thames Nehir ağzının konumu, bir gegit haliç olduğu için, başlangıç planı, atık suyu sadece çıkış akıntısına deşarj etmekti. Ne yazık ki, atık suyun sürekli olarak deşarj edilmesi gerekiyordu ve giriş akıntısı, kötü kokulu maddeyi şehre geri taşıdı. Sonuç olarak sistem başarıya ulaşmasa da bu konuda bir şeyler yapmaları için politikacılara büyük baskı uyguladı. Konu ile ilgili olarak değişik çözümler kararlaştırıldı. Bunlardan biri kanalizasyona devam etmek ve bunu yol boyunca Kuzey Denizi’ne uzatmaktı, fakat bu işlem pahalıydı. Başka bir çözümde, atık suyu araziye serpmekti, fakat satın alınacak arazi masrafı Kurulun bütçesini aşıyordu. Bu problem, yeni bir yaklaşım gerektirdi,bunlardan biri de mikrobiyoloji bilimiydi. O zamanlar Kurul için çalışan baş kimyacı William Joseph Dibdin’di. Dibdin, kendi kendini eğitmiş olup, bir portre ressamcısının oğluydu. Kurulda 1877 yılında çalışmaya başlamış ve 1882’de baş kimyacı olmuş, fakat başmühendislik görevini de üstlenmişti. Barking Deresi ve Crosness deşarj noktasındaki atık su deşarj problemine çözüm bulmak amacıyla, alum,kireç,soda ve demir klorür gibi çeşitli yumaklaştırıcı kimyasalları kullanarak nehire deşarjdan önce katıları çöktürmek amacıyla bir seri deney başlattı. Elbette bu yeni bir deneme değildi. Ancak Dibdin, sadece az bir alum ve kirecin, çok yüksek miktarlar kadar etkili olduğunu bularak, düşük maliyete dikkat çekmiştir. Dibdin, çöktürme ile oksijen ihtiyacının azaltılamadığını anlamış ve kendi personelinden bir kimyacı olan August Dupre tarafından, kokunun önlenmesi için suda pozitif oksijen seviyelerini korumanın gereklli olduğuna ikna edilmiştir. Dibdin, oksijen seviyesini yükseltmek için suya sodyum permanganat eklemeye karar verdi. Dibdin’in önerisi daha az maliyetli olduğundan, kurul bu fikri olumlu karşıladı. Dibdin’in planı kabul edildi ve 1885 ‘te Barking deşarj noktasında kanalizasyon arıtma sistemi inşası başladı. O zamanki yanlış anlamalar nedeniyle, bir çok kişi Dibdin’in sisteminden şüphe etmektedir, dolayısıyla Dibdin sürekli olarak projesini savunmak zorunda kaldı. Dibdin kokuyu bastırmak için sodyum permanganatın varlığının gerekli olduğunu savundu ve bunu aerobik mikroorganizmaları sağlıklı tutmanın gerekli olduğunu önererek açıklamaya çalıştı. Notre Dame Üniversitesinde tarihçi olan Christopher Hamlin, Victorian sağlığı hakkında çok makale yazmıştı ve Dibdin hareketinin rasyonelleşme olduğuna inanmaktaydı, fakat henüz biyolojik arıtmayı tam olarak anlamamıştı. Dibdin, aleyhinde konuşanlar tarafından eleştirildikçe, sudaki yararlı mikrobiyolojik aktivitenin daha belirgin savunucusu oldu ve bu onun çürütülemeyecek benzersiz bir teziydi. Dibdin, nehir ağzında deney yapmaya başladığında, Dupre aerobik mikroorganizmalarla deney yapıyordu. Alman mülteci ve halk sağlığı kimyageri olan Dupre, aerobik mikroorganizmaların nehri temizlediğini savundu ve bundan dolayı aynı mikroorganizmalar atık su arıtımında da kullanılabilecekti. Dupre, şunları yazdı "kanalizasyonla nehre deşarj edilen organik maddelerin parçalanması pratikte küçük organizmalarla gerçekleşmektedir. Fakat bu organizmalar sadece oksijen varlığında bu işi yapabilmekte ve ne kadar çok oksijen sağlanırsa, bozunma o kadar hızlı olacaktı". Daha sonra, 1888’de Royal Sanat Topluluğunda, Dupre "bizim arıtmamız bu organizmaları öldürmemeli ya da aktivitelerini azaltmamalı, tersine organizmaların faydalı işlerinden yararlanmak için her şeyi yapmak gerekir." Şeklinde önderide bulunmuştur. Ancak Dibdin ve Dupre fikirlerinin doğru olduğuna Kurulu ikna etmeyi başaramamışlardır. Birçok bilim insanı kokunun sadece mikroorganizmaları öldürerek kontrol edebileceğini savunuyordu. Bu bilim insanları, 1877’de arıtma tesisinin kontrolünü Dibdin’den almayı başardırlar ve bir üniversite profesörünün önerdiği şekilde sülfürik asit ve kireç klorür ile antiseptik arıtmayı içeren bir yöntem ile yaz ayları için kokudan arındırma çalışmalarına başladılar. Bu proses başarılı olmadı, Dibdin’e hak verildi ve biyolojij atık su arıtımı tüm büyükşehir kanalizasyon tesisleri için standart bir yöntem oldu. n William Dibdin Kaynak • Çevre Mühendisliğine Giriş Nobel Yayınları
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=