46 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Eylül / 2024 MAKALE İçme Suyu Şebekesinde Gelir Getirmeyen Su Nasıl Ölçülür, İzlenir ve Önlenir MUSTAFA ÖZTÜRK MNE Proje DSİ’nin Mart 2023’te tamamlanan havzaların su potansiyelinin belirlenmesi çalışmaları sonucunda, teknik ve ekonomik kullanılabilir yer üstü suyu potansiyeli 91,9 milyar metreküp, yer altı suyu potansiyeli de 18,6 milyar metreküp olarak kayıtlara geçerken, teknik ve ekonomik kullanılabilir su potansiyelinin ortalama yıllık 110,5 milyar metreküp olduğu tespit edilmiştir. Türkiye’nin su potansiyeli yönünden zengin bir ülke olarak değerlendirilebilmesi için kişi başına su potansiyelinin yılda 1700 m3den büyük olması gerekiyor. Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı 2000 yılında 1.652 m3, 2009 yılında 1.544 m3, 2020 yılında ise 1.346 m3 olmuştur. 2024 yılı verilerine göre teknik ve ekonomik kullan1labilir su potansiyeli dikkate alındığında kişi başına düşen su miktarı yılda 1294 m3 seviyesinde olduğu göz önüne alındığında Türkiye’nin su potansiyeli bakımından zengin bir ülke olmadığı görülüyor. AB’deki su ve atık su sektörü, elektrik enerjisi tüketiminin yaklaşık %3,5’inden sorumludur. Su üretimi, küresel elektrik tüketiminin yaklaşık %7-8’ini oluşturmaktadır (örneğin, su temini, arıtma, pompalama, dezenfeksiyon ve bakım için). Hem suyun hem de enerjinin rasyonel kullanımı, sürdürülebilir kalkınmanın temelidir. Bu nedenle, su sektörü yönetimi için önceliklerden biri, su temin sistemlerinin yüksek enerji verimliliğidir. Su kaybı ile ilgili bir strateji geliştirmenin ilk adımı, şebeke özellikleri ve işletim uygulamaları hakkında bazı sorular sormak ve ardından stratejiyi formüle etmek için kullanılan uygun çözümleri önermek için mevcut araçları ve mekanizmaları kullanmaktır. Tipik sorular; Birleşmiş 1. GIRIŞ Son 40 yılda, su kullanımı küresel olarak yılda yaklaşık %1 oranında artmıştır ve gelecekte de benzer bir oranda artması beklenmektedir. Su kullanımındaki bu artış, nüfus artışı ve sosyoekonomik gelişmenin yanı sıra değişen tüketim kalıpları tarafından yönlendirilmektedir. Kentleşme, yüksek su tüketimi ile birleştiğinde su kıtlığına neden olabilir. Su kıtlığı, fiziksel su stresinin yerel etkisinin ve tatlı su kirliliğinin hızlanmasının ve yayılmasının bir sonucudur. Fiziksel tatlı yüzey suyu ve yeraltı suyu kıtlığı, kıtlık ve stres olarak ikiye ayrılabilir. Su kıtlığı, kişi başına düşük su mevcudiyetinin etkisini ifade eder. Su stresi, su mevcudiyetine kıyasla yüksek su kullanımının (örneğin, çekilme veya tüketim) etkisini ifade eder. Su stresi önemli bir çevresel, ekonomik ve toplumsal sorundur. 2019 yılında, küresel ölçekte gelir getirmeyen su hacminin günde 346 milyon metreküp veya yılda 126 milyar m3 olduğu (yani kişi başı günde 77 litre su israfı) ve metreküp başına sadece 0,31 dolar olarak değerlendirilen bunun yıllık maliyetinin 39 milyar ABD doları olduğu tahmin edilmektedir ve ortalama küresel gelir getirmeyen suyun %309un üzerinde olarak belirliyor. Temiz su kaynakları Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin neredeyse yarısında endişe verici derecede düşüktür (kişi başına yılda 3000 m3’ün altında). Birleşmiş Milletlere (BM) göre, kişi başına yılda 1700 m3’ün altındaki yıllık su kaynakları seviyesi su stresine neden olur, bu da su temini güvenlik seviyesinin aşılması anlamına gelir. 1.Bölüm
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=