Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 196. Sayı (Kasım 2024)

29 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Kasım / 2024 RAPOR rimin hızlanmasına yol açmıştır. Bu husus yağış ve sıcaklık gibi meteorolojik parametrelerin dünya üzerindeki zamana ve mekâna göre dağılımını değiştirmektedir. Karalar üzerindeki hidrometeorolojik parametrelerin değişimi tatlı su kaynaklarının mevcudiyetini etkilemektedir. AkdenizHavzası’nda bu değişimin yağışların azalması ve sıcaklıkların artması ile birlikte erişilebilir su potansiyelini olumsuz yönde etkilemesi beklenmektedir. Ülkemizde yapılan su kaynaklarına ilişkin hidrolojik modelleme çalışmalarında da gelecekte (2020~2100 dönemi) su potansiyelinin genel itibari ile, %15~50’ye varan oranlarda azalması öngörülmektedir. Türkiye için öngörülen sıcaklık artışları dolayısıyla yıllık ortalama yağış miktarı geçmiş dönem ortalaması civarında seyretse (sabit kalsa) bile, özellikle terleme ve buharlaşma kayıpları artışı yüzünden, akarsu akışlarında %10’lara varan oranlarda azalma beklenmektedir. Su potansiyelindeki değişimler bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte, iklim değişikliği çerçevesinde yürütülen hidrolojik modelleme çalışmaları sahip olduğumuz mevcut su kaynaklarının gelecekte çok daha verimli ve etkin kullanılmasının kaçınılmaz olduğuna işaret etmektedir. İklim değişikliğinin İstanbul ve civarındaki su kaynakları üzerindeki etkileri konusundaki hidrolojik modelleme çalışmaları, olumsuz etkilerin bu yüzyılın 2. yarısından itibaren (özellikle 2070 sonrası) önemli boyutlara ulaşacağına işaret etmektedir. Söz konusu hidrolojik projeksiyonlara göre, İstanbul’a su temin edilen mevcut ve potansiyel su kaynaklarının su potansiyellerinde (verimlerinde) 20202050 döneminde %15, 2050-2100 döneminde ise %30 oranında azalma beklenmektedir. Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, ulusal düzeyde stratejik planlamalarla birlikte bölgesel su yönetimi su ihtiyacı, atık su debileri, karakteri ve alternatif proses suyu temini gibi konular ele alınarak su arzı güvenliğinin iklim değişikliğine dirençliliğini artırmaya yönelik faaliyetler açıklanmıştır. Raporda ayrıca, temiz üretim ve su geri dönüşümünü sağlayan ileri atık su arıtma teknolojileri gibi konulara da değinilmiş, sanayide geleceğe yönelik iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve uyum süreci politikaları çerçevesinde sanayiciler için iklime duyarlı su-atık su yönetimi yol haritası sunulmuştur. Küresel ve bölgesel ölçekte yürütülen iklim değişikliğine ilişkin çalışmalar, ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nı iklim değişikliğinden en fazla etkilenmesi beklenen bölgeler arasında göstermektedir. İklim değişikliğinin ülkemizin farklı bölgeleri üzerindeki etkisi ve şiddeti farklı olmakla birlikte, Türkiye geneli için 2020-2100 dönemlerinde özellikle 2070 sonrası, ortalama sıcaklıkların 2,5~5°C artması ve toplam yağış miktarının %10~20 azalması öngörülmektedir. Bununla birlikte sıcak hava dalgaları, kuraklık ve taşkın gibi aşırı hava olaylarının görülme sıklıkları, süreleri ve şiddetlerinde de önemli artışlar beklenmektedir. Bahse konu değişiklikler iklim projeksiyonları sonuçları ile birlikte, ülkemizde geçmişten bugüne yapılan hidrometeorolojik gözlemlerle de doğrulanmaktadır. Ülkemizde gerçekleştirilen iklim modelleme çalışmalarının günümüzde yaşanan değişiklikler hakkındaki öngörüleri de bu çalışmaların başarımı konusunda isabetli ve tutarlı izlenimler vermektedir. İklim değişikliği ile birlikte atmosferin dünya genelindeki ortalama sıcaklığı artmaya başlamış ve hidrolojik çev-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=