34 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Kasım / 2024 RAPOR de incelenmektedir. İklim değişikliği kaynaklı riskler sanayi sektörü için iki grupta ele alınmaktadır: fiziksel riskler ve geçiş riskler. Fiziksel riskler kuraklık, sıcak hava dalgası, şiddetli yağış ya da taşkın gibi IPCC tarafından yıllar içinde oluşma sıklığı ve şiddetinin artacağı belirtilmiş iklim etkileridir. Geçiş riskleri ise düşük karbon ekonomisine geçiş sırasında oluşan risklerdir. Özellikle karbona dayalı sektörler için düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde değer kaybı, üretimde maliyetin artması vb. durumlar oluşabileceği için bu sektörlerin finansal ihtiyaçlarının değişmesi söz konusudur. Fiziksel riskler üzerine yapılan kapsamlı çalışmalardan elde edilen bazı sonuçlar aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: Fiziksel riskler küresel olarak tüm sektörlerin üretim işleyişlerini tehdit etmektedir. Sektörlerin büyük çoğunluğu sıcaklık ve su stresinden büyük ölçüde etkilenmekte ve bu durum insan sağlığı, kaynaklara olan talep ve faaliyetler üzerinde çok yönlü etkilere neden olmaktadır. • İmalat sektörü, iklim tehlikelerinden en çok etkilenen sektör olarak tespit edilmektedir. En çok etkilenen alt-sektörler; elektronik-elektrik ürünleri üretimi, petrol ve kömür ürünleri üretimi, metal olmayan mineral üretimi, gıda ve kimya sektörleridir. • Emlak ve inşaat sektörleri akut iklim risklerinden daha çok etkilenebilmektedir. Orman yangınları, taşkın ve fırtınalar bu sektörleri en çok etkileyen tehlikelerdir. • Kimyasal üretimi yapan şirketler için sıcaklık stresinin yanı sıra, üretim için gerekli temiz suya ulaşım da su stresinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Sanayide temiz üretim ve öncelikli sektörlere özgü atık su arıtma teknolojilerinde güncel durum ile geri kazanım amaçlı endüstriyel atık su arıtma teknolojileri de tanıtılmaktadır. Kimya ve kimyasal ürünler endüstrisi, tekstil endüstrisi, gıda endüstrisi ve metal endüstrisinin atık sularının arıtılması konusu da detaylı irdelenerek örnek uygulamalara değinilmektedir. TOB SYGM tarafından 2016 yılında tamamlanan İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi (TOB, 2016) kapsamında üretilmiş olan, tüm Türkiye için çalışılmış 10 km çözünürlükteki bölgesel iklim projeksiyonlarında iklim tehlikelerinin detaylarına değinilmektedir. Söz konusu 9 iklim tehlikesinden 5’i su odaklıdır. Üretim sektöründe en büyük sektörel farklılıkların su kullanımı ve ekstrem sıcaklıklardan kaynaklı ortaya çıktığı görülmektedir. İmalat yapmak için kullanılmak zorunda olan su miktarı, sektörü su stresine karşı duyarlı hale getirmektedir. Ancak yine de üretim sektörünün tüm alt-sektörleri hemen hemen bütün iklim tehlikelerine karşı duyarlıdır. Türkiye’de ve özellikle İSO bünyesindeki sanayi kuruluşları, faaliyetlerini 1990’lı yılların ortalarından itibaren İSO 9001 ve 14001 üretim ve çevre standartlarıyla uyumlu yürütme konusundaki gerekli kurumsal, teknolojik ve mali yapılanmalarını, tedarikçileri ile birlikte, tamamlamış bulunmaktadır. Bu bağlamda Sanayi Tesisleri’nin ulusal mevzuatla uyumlu Atık Su Arıtma Tesisleri’ne sahip olma ya da AAT’ye bağlı endüstriyel işletme oranı, arıtmaya bağlı Belediye oranının hep önünde seyretmiştir. Sanayimizin en büyük müşterisinin AB ülkeleri olmasının getirdiği Uluslararası şartların da zor-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=