46 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Aralık / 2024 KONUK YAZAR tem arızalarının önüne geçilebilir ve ekipman ömrü uzatılabilir. Operasyonel Verimlilik Artışı: Analizörler sayesinde elde edilen veriler, sistemin verimliliğini artırmak için süreç optimizasyonunda kullanılabilir. Örneğin, enerji tüketimini azaltmak için pompaların çalışma basınçları optimize edilebilir veya geri yıkama süreleri daha verimli hale getirilebilir. 3. Entegrasyon Süreci Analizörlerin sisteme entegrasyonu, bir otomasyon altyapısının varlığına bağlıdır. Sensörlerden gelen veriler, bir SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition) sistemi üzerinden izlenebilir ve kontrol edilebilir. Bu entegrasyonla birlikte: Operatörler, tüm süreçleri tek bir panel üzerinden izleyebilir. Gelişmiş alarm ve uyarı mekanizmalarıyla sistem güvenilirliği artırılabilir. Veri kaydı tutularak geçmiş performans analizleri yapılabilir. 4. Gelecekteki Gelişim Alanları Analizör teknolojisi, dijitalleşme ve yapay zeka destekli sistemlerle daha da gelişmektedir. Örneğin: Makine öğrenimi algoritmaları, analizör verilerini kullanarak gelecekteki olası sorunları tahmin edebilir. IoT tabanlı sensörler, uzaktan izleme ve yönetim için yeni fırsatlar sunar. Daha hassas ve dayanıklı analizörler, düşük bakım gereksinimiyle uzun vadeli işletme avantajı sağlar. Analizör gruplarının arıtma sistemlerine entegrasyonu, hem işletme maliyetlerini düşüren hem de sistem verimliliğini artıran önemli bir yatırımdır. Su kalitesinin sürekli ve doğru bir şekilde izlenmesi, arıtma süreçlerinin daha etkin yönetilmesine olanak tanır. Teknolojinin sunduğu bu çözümler, su arıtma sektöründe sürdürülebilirliği destekleyen temel unsurlardan biridir. PROJEKSIYONA UYGUN ANTISKALANT KULLANIMI VE İLAVE DOZAJ SISTEMLERI Kullanılan antiskalantın suyun kimyasal kompozisyonuna uygun şekilde seçilmesi, membranların performansı ve ömrü açısından hayati önem taşır. Yanlış seçilmiş bir kimyasal, scaling sorunlarına yol açarak sistemin verimliliğini düşürebilir. Bu nedenle, doğru projeksiyon hesaplamaları yapılarak en uygun antiskalant türü belirlenmeli ve dozajlama sistemleri, gerçek zamanlı kontrol algoritmalarıyla desteklenmelidir. İlave dozaj sistemleri sayesinde, su kalitesindeki ani değişimlere hızlı müdahale edilebilir. Bu, özellikle dinamik su kaynaklarına sahip tesislerde büyük bir avantaj sağlar. 1. Antiskalant Seçiminin Önemi Antiskalant, suyun içindeki minerallerin kristalleşmesini ve membran yüzeyine yapışmasını engelleyen özel bir kimyasal maddedir. Ancak her antiskalant, her su kaynağı için uygun değildir. Bu nedenle: Kimyasal Analiz ve Projeksiyon Hesaplamaları: Su kaynağının kapsamlı bir kimyasal analizi yapılmalıdır. Özellikle kalsiyum karbonat, kalsiyum sülfat, baryum sülfat, stronsiyum sülfat ve silika gibi minerallerin konsantrasyonu belirlenmelidir. Bu verilere dayanarak, membran üreticilerinin önerdiği yazılımlar veya projeksiyon araçları kullanılarak en uygun antiskalant türü ve dozaj oranı hesaplanmalıdır. Spesifik Antiskalant Seçimi: Örneğin, yüksek silika içeriği olan sular için özel formülasyona sahip antiskalantlar tercih edilmelidir. Aynı şekilde, sularda stronsiyum veya baryum sülfat riski varsa, bu iyonları pasifleştirebilecek antiskalantlar kullanılmalıdır. 2. Dozajlama Sistemlerinin Tasarımı ve Entegrasyonu Antiskalantın etkili bir şekilde çalışabilmesi için doğru miktarda dozajlanması şarttır. Bu nedenle, dozajlama sistemlerinin tasarımında ve işletiminde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır: Gerçek Zamanlı Kontrol ve Ayarlama: Su kalitesi dinamik olarak değişebilir. Özellikle mevsimsel değişimler veya su kaynağındaki dalgalanmalar, antiskalant ihtiyacını etkileyebilir. Bu tür durumlar için, analizörlerden alınan verilerle entegre çalışan dozajlama sistemleri kullanılmalıdır. Örneğin, giriş suyu iletkenlik, pH veya sertlik değerlerindeki değişimlere göre dozaj oranı otomatik olarak ayarlanabilir. Yedek Dozaj Sistemleri: Kritik sistemlerde kesintisiz operasyon sağlamak için, ana dozaj pompasına ek olarak yedek bir pompa sistemi kurulmalıdır. Bu, dozajlama sisteminde yaşanabilecek olası arızaların su kalitesini etkilemesini önler. Homojen Karışım Sağlanması: Antiskalantın suyla yeterince karışabilmesi için, dozajlama noktası stratejik olarak seçilmeli ve iyi bir karışım sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Dozajlama genellikle membran öncesinde, tercihen statik bir mikser veya uygun bir türbülans oluşturacak noktada yapılır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=