Su ve Çevre: Türkiye'deki arıtma tesislerinin mevcut durumunu özetleyebilir misiniz? Doç. Dr. Güçlü İnsel: Türkiye'deki atıksu arıtma tesisi sayısındaki artış, çevre bilincinin yükseldiğinin bir göstergesi... Öte yandan, maalesef ülkemize özgü tasarım kriterlerinin olmadığını da söylemem gerekiyor. Arıtma sularının, deşarjından önce bir limit belirlenmesi süreci vardır. Bu limit yalnız teknolojiye göre değil, ihtiyaçlara göre de belirlenir. Diğer taraftan biz bir tarım ülkesiyiz, dolayısıyla sulama suyu ihtiyacı da bulunuyor. Arıtılmış atıksu, içindeki azot ve/veya fosfor ile birlikte sulamada kullanılabilir. Atıksu arıtma derecesi, bu gibi ihtiyaçlarla ortaya konmaktadır. Bu ihtiyaçlar da arıtma işlemi için seçilecek teknolojiyi belirler. Örnek vermek gerekirse, bir havza içerisinde kirletici yükünü azaltmak gerekiyorsa en iyi teknolojiyi kullanmak gerekir. Türkiye'de, Bakanlığın 2006'da yürürlüğe koyduğu Kentsel Atıksuların Arıtılması Yönetmeliği, AB'nin 1991'de çıkarttığı yönetmeliğin aynısı. Bu yönetmelikte, kentsel/evsel arıksu arıtma tesislerinin arıtma veriminin nasıl olması gerektiği belirtiliyor. Fakat, aldığımız yönetmelik, Avrupa ülkelerinin ihtiyaçlarına göre hazırlanmış bir düzenleme. Her ülkenin gereksinim duyduğu arıtma ihtiyacı dolayısıyla seçtiği teknolojiler farklı olabilir. Yönetmeliğe göre 2022 yılından itibaren tüm belediyeler yönetmelik hükümlerini sağlamak zorunda. Başka ülkelerin standartlarına göre tasarlanan tesisler yerine Türkiye'nin koşullarına ve bizim ürettiğimiz atıksuyun farklı karakterine göre dizayn edilen tesislerin oluşturulması lazım. İnsanların beslenme alışkanlıkları, kanalizasyon sistemi, iklim ve diğer etkenler tasarım ve işletmede büyük farklılıklar yaratır. Türkiye'de genelde Almanya'nın standardını uyguluyoruz. Dolayısıyla Almanya'ya göre tasarlanan tesislerin buraya getirildiğinde çalışmama riski oluşuyor. Tesis, Türkiye'ye kurulduğunda istenilen performansta çalışması biraz şansa kalıyor. Su ve Çevre: Sizce ne yapılmalı? Doç. Dr. Güçlü İnsel: Almanya'da ve diğer ülkelerde, arıtma tesislerinin ülke şartlarına uyumlu hale getirilmesiyle ilgili komiteler ve kuruluşlar var. Türkiye'de de kamu, özel sektör ve üniversitelerin birlikte çalışması ve ülkemizdeki verilerin toplanıp değerlendirilerek en uygun arıtma teknolojisinin seçilmesi ve tasarım kriterlerinin oluşturulması gerekiyor. Ölçülmeyen bir şeyi aslakontrol edemezsiniz.Biyolojik arıtma tesisleri yaşayan bir canlıya benzer. Şu an Türkiye'de biyolojik arıtmayı bir çocuk gibi düşünürsek, o çocuğun yeme alışkanlıkları, hangi koşullarda büyüyebileceği bilinmediği takdirde yurtdışından alınan beslenme şekli yetersiz kalabilir. Sağlıklı büyüme için biz uygun şartları sağlamaya mecburuz. Ülkemiz şartlarına uygun üretilmiş sayısal verileri mühendislik esaslarına dayandırmamız gerekiyor. Ülkemizin eksiği bu. Kentsel ve endüstriyel arıksu teknolojilerinde de bu esasgeçerli. Endüstriyel atıksu arıtma tesisi tasarımında durum daha da belirsiz. Örneğin, yurtdışı kaynaklı evsel atıksu arıtma standartlarını alıp endüstrilere doğrudan uygulayan tasarımcılara da maalesef rastlamak mümkün. Avrupa'da Entegre Kirliliğin Korunması ve Kontrolü (Integrated Pollution Prevention and Control) isimli çevre kirliliği ve kontrolü direktifleri var. Sektörel bazda hazırlanmış bu direktiflerde, endüstrilerin kirlenmeyi azaltıcı üretim uygulamaları ve en uygun arıtma teknolojileri hem enerji, hem de kaynak kullanımı açısından formülize ediliyor. Tesis tasarımında yerel koşulların mutlaka bilinmesi lazım. Bunun için ele Ar-Ge, çalışma ve desteğe ihtiyaç oluyor. Genel olarak Türkiye'de, "Bizim o kadar çok paramız yok ki destek ve Ar-Ge oluşturalım" diyorlar. Oysa ki para (ve zaman) kazanmak için önce Ar-Ge yapmak gerekiyor. Ölçümsüz, Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre karakterize edilmeden yapılan milyon dolarlık tesisler var. Yanlış yatırımlarla kaybolup giden milyon dolarlar yerine ödenek ayırarak ülkemiz standartları çerçevesinde yöntemler oluşturulmalı. Su ve Çevre: Atıksu arıtma tesisi kurulum sürecinde nelere dikkat edilmeli? Doç. Dr. Güçlü İnsel: Atıksu arıtma tesisi yapımı bir planlama ve fizibilite işidir. Öncelikle, tesis sahibinin ihtiyaçlarını iyi belirlemesi gerekli. Tesisin mevcut durumda ve gelecekte artan arıtma/geri kazanım ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağıyla ilgili alternatifleri içeren fizibilite çalışmaları şarttır. Elde veri yoksa, bir arıtma tesisinin nasıl çalıştığını anlayabilmekiçin bizzat işletmek lazımdır. Ben şantiye mühendisi olarak işe başladım. İlk işim şantiyelerSuve ÇevreTeknolojileri•Ocak2013 311
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=