Röportaj minimum maliyetle çalıştırılabiliyor. İşin işletme kısmında, otomasyon ve proses kontrolü daha ağır basıyor. Türkiye'de tesislerin en uygun tasarım aşamasından sonra ikinci aşaması da tesislerdeki enerji verimliliği. "Hangi tesisin hangi prosesi var?", "Hangi tesis ne kadar enerji harcıyor?", "Ne kadar çamur üretiliyor?" sorularının cevaplarının bulunduğu bir veri oluşturularak tesislerin verimliliğinin karşılaştırılması, enerji açısından yapılmalı. Projemiz kapsamında bir atıksu arıtma tesisini incelemeye gitmiştik. Tesisin yetkilisine, tesisin nasıl işletildiğini sorduğumuzda, fularlı bir beyefendi "Tesisimiz iyi çalışıyor" demişti. Görevini sorduğumuzda ise "Belediye başkanıyla kavga ettim, beni buraya sürdü" karşılığını vermişti. Blower'ları görmek istediğimizde ise blower'ların çok enerji harcadığından kapatıldığını söylemişti. Çalıştırılmayan tesisin enerji sarfiyatının da sıfıra yakın olduğuna seviniyordu. Benim fikrim, arıtma işinin özelleştirilmesinden yana. Hem belediyenin sırtındaki yükü hafifletme açısından, hem de işi bilen, bu konuda uzmanlaşmış kişilerin bu işi kontrollü yürütmesi açısından önemli. Büyükşehir belediyelerinin tesislere atayacağı mühendis kadrosu olabiliyor. Ama bazen küçük belediyeler tesisi için uzman ve/veya kaynak bulamıyor. Dolayısıyla arıtma işleri sekteye uğrayabiliyor. Su ve Çevre: Çamur da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor... Doç. Dr. Güçlü İnsel: "Kentsel/ Evsel Arıtma Çamurlarının Yönetimi" projemizin sonuçlarına göre şu anda atıksu arıtma tesislerinden kişi başına üretilen çamur miktarı kuru madde bazında günde 36 gram. Her şehrin atıksuyu farklı karakterde olmasından ötürü arıtma çamurlarının karakteri değişiyor. Endüstrilerin yoğunlaştığı bölgelerdeki arıtma tesisinde üretilen çamurlarda çeşitli kimyasallar olabiliyor, dolayısıyla değişik içeriklere sahip. Çamur yönetimi için çeşitli çözümler üretilmeli. Elimizde çamur gibi orgal 34 Suve ÇevreTeknolojileri• Ocak2013 nik bir madde kaynağı var, bunu arıtma tesisinin içinde enerji elde ederek, gübre amaçlı ya da ek yakıt amaçlı da kullanabiliriz. Yurtdışında ikincil kullanımı vurgulamak için arıtma çamurları "Biosolids/ biyokatılar" olarak adlandırılıyor. Mevcut çamurları, ihtiyaca göre nasıl kullanmamız, değerlendirmemiz gerektiğini bulmalıyız. Önemli olan bu. Çünkü 2022 yılına kadar Türkiye'de atıksu arıtma tesisi sayısı 2-3 katına çıktığı zaman yüksek miktarda da çamur üretilecek. Atık çamurun tekrar kullanımı zorunlu tutulmazsa Türkiye'yi ileride ciddi bir çamur sorunu bekliyor olacak ... Su ve Çevre: Üniversiteden bakınca çevre sektörünü nasıl görüyorsunuz? Doç. Dr. Güçlü İnsel: Ekipman üretiminin belli bir noktaya geldiğini görebiliyoruz. İyi ekipman üreten ya da Avrupa kalitesinde üretebilen birçok Türk firması var. Asıl mesele, uygun tasarım ve projelendirilmede. Bizim üniversiteden gördüğümüz ihtiyaç projelendirilmeyle ilgili. Uygulamada ise birtakım önemli yanlışlıklar var. Tesisler sağlıklı bir projelendirilmeyle yapılmadığı için tesiste yanlış ekipmanlar da kullanılabiliyor. Projelendirme ve proses seçiminde kendimizi çok geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çevre, çok boyutlu ve uzmanlık gerektiren bir sektör. Enerji ve geri kazanım ile birleştirildiğinde çok farklı açılımlar ortaya çıkabiliyor. Su ve Çevre: Şu anda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz? Doç. Dr. Güçlü İnsel: Özellikle çalışmalarımız kentsel ve endüstriyel atıksuyun arıtılması konularında yoğunlaşıyor. Şu anda belediyeye ait işletmedeki tam ölçekli tek tesis olan Muğla Bodrum Konacık Belediyesi'nin membran biyoreaktörlerinin işletme danışmanlığını yürütüyorum. Oradaki arıtılmış suların ikinci kullanımı ve talep edenlere dağıtımı başarıyla gerçekleştiriliyor. Bir diğer çalışma da Antalya'da başladı. Hurma'da, atıksu arıtma tesisi işletme enerjisini minimize edecek dünyadaki yeni yaklaşımları Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASA1)ile birlikte ilk defa uygulamaya çalışıyoruz. Endüstriyel atıksularla ilgili olarak özellikle tekstil atıksularında, biyoteknolojiyi kullanarak renk giderimi, endüstrilerde su geri kazanımı projelerimiz var. Bunların yanı sıra konvansiyonel arıtma sistemler ile arıtılması zor endüstriyel atıksuların ekonomik olarak arıtılması ile ilgiliAr-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Organize sanayi bölgelerinin atıksu arıtma tesislerinin modernizasyonu ve işletme maliyetinin azaltılmasıyla ilgili projelerimiz de mevcut. Proses simülasyon programlarını kullanarak atıksu arıtma tesisleri için en uygun işletme koşullarını ve ihtiyaçlarını çok kısa sürede belirleyebiliyoruz. Ayrıca TÜBİTAK'ın desteklediği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın müşteri kurum olduğu "Kensel/Evsel Atıksu Arıtma Çamurlarının Yönetimi" projesi dört üniversitemizle birlikte devam ediyor. İleride birçok evsel/endüstriyel tesis, su havzalarının içinde kalacak. Dolayısıyla hedeflenen koşulları sağlayacak atıksu arıtımı ve çamur yönetiminin en üst düzeyde yürütülmesi gerekecek. Son olarak ela,Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE)Çevre Mühendisliği Bölümü ile birlikte biyoteknolojik yöntemlerle baca gazlarında azot oksit emisyonlarının kontrolü projemizin sürdüğünü söyleyebilirim. •
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=